İstanbul ve Ankara gibi metropollerde konut pazarının doyuma ulşaması ile birlikte, inşaat firmaları yatırımlarını İzmir’e yönlendirdi.
Dünya Gazetesi köşe yazarlarından Yaşar Kuş, köşesinde İzmir’deki konut satışları hakkında yazı kaleme aldı. İşte yazının detayları:
İstanbul ve Ankara’da markalı konut pazarının doyum noktasına yaklaşması nedeniyle, bu konuda çalışan belli başlı taahhüt firmalarının pek çoğu gözünü doğal olarak Türkiye’nin üçüncü büyük kenti İzmir’e dikti. Bir yandan ulusal firmaların, diğer yandan yerel müteahhitlerinin gaza basmasıyla İzmir’de son birkaç aydır ardı ardına yeni proje lansmanları yapılmaya başlandı. İzmir’in ekonomisindeki hareketlenme de bu gelişmeleri tetikledi. 2017’de İzmir’de 34 bin 661’i birinci el olmak üzere toplam 84 bin 184 konut satıldı. Artış eğilimi ocak ayında da sürmesine karşın, kredi faizlerinin yükselmesi nedeniyle şubattan itibaren talepte yüzde 5.2 gerileme yaşandı. Müteahhit firmalar bu durumun geçici olduğu düşüncesiyle yatırımlarına hiç ara vermediler. Fakat gerileme mart ve nisan aylarında da sürdü.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre yılın ilk 4 ayında Türkiye’de toplam konut satışı 2017’de 440 bin 226 iken bu yıl yüzde 7.55 gerileyerek 406 bin 964 oldu. İzmir’de de buna yakın bir istatistikle konut satışları yüzde 7.99 düşerek 27 bin 184’ten, 25 bin 11’e geriledi. Nisan ayında konut satışlarında geçen yılın nisan ayına göre Türkiye genelinde yüzde 9.9 düşüş olurken, İzmir’de bu oran yüzde 10.48 olarak gerçekleşti. Düşüş rakamlarının İzmir’de daha çok hissedilmesinin nedenini 2017’de pazarın çok canlı olmasıyla açıklayabiliriz.
Bu konjonktürel durumu değiştirecek adım geçen ay geldi. Tapu harcı, KDV ve faiz desteğinin ardından, gayrimenkul sektörü de tarihi bir kampanya başlattı. Kampanyaya İzmir’de projeleri olan çok sayıda firma destek verdi. Bu adımların ardından mayıs ve haziran aylarında satış istatistiklerinde hareketlenme meydana gelecektir. Son günlerde döviz piyasalarında yaşanan hızlı gelişmelerin yatırımcılarda tereddüt oluşturduğunu gözlemleyebiliyoruz. Fakat, insanımızın konut ve arsayı asla kaybettirmeyecek yatırım araçları olarak görmesi, bu pazardaki durgunluğun uzun süreli olmayacağını düşündürüyor. Nitekim, destekler ve kampanyaların ardından hareketlenmenin başladığına dair bilgiler almaya başladık.
İzmir’in cazibesi artmaya devam ediyor. Bu da kısa süreli yavaşlamalar olsa da konut talebinin uzun yıllar yüksek seyredeceği anlamına geliyor. İstanbul-İzmir Otoyolu, İzmir-Ankara Yüksek Hızlı Treni, Antalya-İzmir Otoyolu gibi projeler, İzmir’in cazibesini artıran en önemli unsurlar. Sözkonusu projelerin tamamlanmasıyla İzmir’de konuta talep daha da artacak. Son dönemdeki fiyat artışlarına rağmen İzmir’de konut fiyatları hala İstanbul ve Ankara’nın oldukça gerisinde. İstanbul-İzmir Otoyolu projesi nedeniyle Çeşme, Urla, Seferihisar gibi turistik bölgelere ilgi giderek artıyor. Bayraklı, Bornova ve Karşıyaka gibi nüfusun ve iş merkezlerinin en yoğun olduğu ilçelerde son dönemde daha çok küçük daireler talep görürken, konut sayısı fazla olan büyük projeler lokasyon olarak Çiğli, Menemen, Menderes, Torbalı gibi çevre ilçeleri tercih ediyorlar. İzmir şehir merkezinde ise büyük projeler için arsa yaratmak çok zor. Kent merkezinde inşaat sektörü daha çok kentsel dönüşüm projeleriyle ilerliyor.
Her gün yeni bir projeye start verilmesine rağmen talep hala arzın önünde seyrettiği için, yükselen faizler ve artan maliyetlere rağmen sektörün önümüzdeki yıllarda da hız kaybetmeyeceği görülüyor. Büyümenin planlı olmaması halinde yaşanacak olumsuz sonuçlarla ilgili Türkiye’de ders alınacak pek çok örnek var. İzmir, büyümenin olumsuz etkilerinden biri olarak trafik sorununu daha güçlü hissetmeye başladı. Bu ve benzeri sorunların yaşanmaması için alınacak tedbirler bir an önce hızlandırılmalı. İzmir, önümüzdeki dönemde inşaat sektöründe hem yatırımcı, hem müteahhit, hem de alıcılara fırsat sunmaya devam edecek.
Proje Bilgi Formu
Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.