Çelen Kurumsal Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Güniz Çelen, Türkiye'nin sadece risk sevenlerin değil, riski iyi yönetebilen, dürüst, yönetim kabiliyetleri yüksek, girişimci ruhlara büyük fırsatlar teklif ettiğini söyledi. Çelen basın mensuplarına yaptığı açıklamada şöyle konuştu:
"Expo Real’deki Türkiye konulu yatırım paneli bugüne kadar benim katıldığım en kritik konferans paneli olacak. 2001 de başımıza gelenlerin ciddiyetini batı kavrayamadığından, 2008 de ise onlar bizden çok daha kötü etkilendiğinden bu denli asimetrik bir konumda Türkiye’yi anlatmamıştık. Bugünkü büyük sorun ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyanın sorunlarından etkilenme seviyemiz konusunda yanılgılı bir yaklaşım var. Bunun dışında, tüm dünyayı etkileyen Çin ve ABD dalgalarından ekonomik kriz sonucu çıkarılıyor. Dolayısıyla Avrupa, özellikle Almanya açısından baktığımızda düne kadar yatırım yapılabilir ülke konumuna yükselmiş olan Türkiye belirsizliğin yüksek olduğu bir ülkeye dönüştü.
Türkiye’ye yatırımcı ilgisi ve güveninin azaldığı bu dönemde batıda risk almanın artık mümkün olmadığını ve buna karşın Türkiye’de fırsatların olduğunu anlatmak için bu riske ortak olmuş kurumların tartıştığı bir platformu yaratmak arzumuz var.
Panelin ana teması; uluslararası yatırımcının ilgi alanındaki gayrimenkul türlerine (ticaret, turizm, perakende, konut ve özel yatırım türleri) yatırım çekmiş/yapmış ve riski paylaşmış grupların deneyimlerinden yararlanmak. Bu deneyimleri aktarırken tüm paydaşların farklı açıdan bakışlarını da tartışmaya çalışacağız. Doğrudan yatırım kadar yatırım alanını genişletecek gayrimenkul yatırım fonlarının potansiyel cazibesinden de bahsedeceğiz.
Batıdaki algı tamamen doğru olmasa da özellikle Avrupa’nın yeni yatırım potası haline gelmesi Türkiye’ye doğrudan yabancı yatırımın ilgisini azalttı. Bu ilgi düşmesinin kısa vadeli olduğunu düşünüyoruz. Her ne kadar dışarıdan görünen yüzü biraz asık olsa da aslında Türkiye’ye yatırım yapmış kurumların bundan şikayetçi olmadığını anlatmak istiyoruz. Türkiye’nin yatırım ortamını tek bir potaya koyup kötülemek kolaycılığına biraz da meydan okumak istiyoruz. Yani, “aslında işler kötü de değil” demek amacımız var. Türkiye gerçekleri bilinmeyen, çarpıtılan bir Pazar. Türkiye’yi dışarıdan okumaya kalktığımızda tanıyamıyoruz. Bir algı yönetimi tuzağına düşmek istemiyoruz. Her alanda Türkiye’nin başına gelen bu sorunla baş etmenin ancak bizim de yüksek dozda gerçekleri anlatan PR yapmamızla mümkün olacağına inanıyoruz. Belirsizliğin fiyatlandığı bir dünyada negatif PR a kanmayıp kendi araştırmalarını yapıp marifetli yatırım yapanların çok karlı çıktığı bir Pazar Türkiye aslında.
Yanılgıları kırmak adına İSPAT’ın bu panelde Almanya temsilcisinin bulunmasının çok büyük önemi olacaktır. Devletin yatırımcısını sahiplendiğini, önünü açtığını ve yabancı yatırımcı konusuna sıcak baktığının iletilmesi adına çok önemli bir katkıda bulunacağına inanıyoruz.
Bunun yanında; Avrupa Türkiye’yi yüksek risk kategorisinde algılamaya devam edecekse de yüksek riskin yüksek getiri ile el ele dolaştığını da biliyoruz ve hakkını teslim ediyoruz. Türkiye’deki yüksek getirinin sebebi daha ziyade arz talep ilişkisinin dengesizliğinden kaynaklanıyor. Olumsuz algı ile yabancı yatırımcının ayağı kesilirken kısıtlı sayıdaki yatırımcı faaliyetine olumlu sonuçlarla devam etmektedir. Bunu gören bunca orta Doğulu yatırımcı Türkiye’nin geleceğine güven duyuyor ve yatırım yapıyor. Orta doğulu yatırımcının da batı yerine Türkiye’ye yönelmiş olması pastamızı çeşitlendirip büyütürken batıdaki arza rahatsızlık veriyor olabiliriz. Yatırımcı çekmek işi neticede her ülkenin en önemli milli meselelerindendir. Dolayısıyla negatif PR ın rekabetin bir parçası olmadığını düşünmek saflık olur.
Gayrimenkul yatırımları sermaye piyasası yatırım araçları içinde menkul kıymetlerle yerini almış durumda. Borsa kanalıyla da yatırım yapılması olası. Değil ki şimdi de gayrimenkul yatırım fonları için çıkarılan mevzuat işlerlik kazanıp yatırım potası yaygınlaştığında Türkiye’nin yeni Lüxemburg olmaması için sebep yok.
İsterlerse Türkiye’deki yüksek geri dönüşleri yüksek riske atfedebilecekleri konusunda da rahat hissediyoruz. Aslında, riskten bahsetmek istiyoruz. Hatta panelimizin ismini “Risk Sevenler Klubü” bile diyebiliriz. Anlaşılması gereken şey Türkiye sadece risk sevenlerin değil, riski iyi yönetebilen, dürüst, yönetim kabiliyetleri yüksek, girişimci ruhlara büyük fırsatlar teklif etmektedir. Amacımız gerçek riskleri konuşmak, diğer pazarlardan nasıl farklılaştığını, ve yönetebilmek için nasıl stratejiler geliştirilmesi gerektiği konusunda öğrendiklerimizi ve öngörülerimizi ile önerilerimizi aktarmak istiyoruz."
Proje Bilgi Formu
Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.