Başbakan Yıldırım, mobilya ve beyaz eşyadaki vergi indirimlerinin Eylül sonuna kadar uzatıldığını açıkladı. Başbakan Yıldırım, esnafın vergi borçlarının da yapılandırılacağı müjdesini verdi.
Nisan ayının sonuna kadar olan beyaz eşya ve mobilyada vergi indirimi, Eylül sonuna kadar uzatıldı. Açıklama Başbakan Binali Yıldırım’dan geldi.
Başbakan Yıldırım, esnafın vergi borçlarının da yapılandırılacağı müjdesini verdi.
ÖTV beyaz eşya ve elektrikli ev aletlerinde 30 Nisan’a kadar sıfırlanmıştı. Mobilyadaki KDV ise yüzde 8’e düşürülmüştü.
YILDIRIM’IN GÜNDEME İLİŞKİN AÇIKLAMALARI İSE ŞÖYLE:
Başbakan Binali Yıldırım, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kuvvetler ayrılığını netleştirdiğini belirterek, “Öncekinde kuvvetler ayrılığı yok.” dedi.
Yıldırım, Fox TV’de katıldığı İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programında, partisinin tek başına böyle bir anayasa değişikliğine gitme şansının olmadığını, MHP’nin desteğiyle 18 maddelik anayasa değişikliği teklifini hazırladıklarını anımsattı.
Başından beri bu değişikliğin içerisinde olduğunu, bütün detaylarıyla ilgilendiğini, MHP ile olan görüşmeleri yürüttüğünü anlatan Yıldırım, “Sistemde yaşanan arızaları tecrübelerimle biliyorum, onun için nerede düzeltmeler yapılması gerektiğini de tek tek üzerinde çalıştık ve o tecrübelerimizi buraya yansıttık, o bakımdan (yeni sistem için) bir tereddütümüz olmadı.” ifadesini kullandı.
YENİ SİSTEM YERLİ VE MİLLİ
Başbakan Yıldırım, “yeni sistemim adının ne olduğu” sorusu üzerine, bu sistemin isminin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olduğunu aktararak, “Açıkçası başkanlık diye başladık, sonunda Sayın Bahçeli şöyle bir teklifte bulundu, ‘cumhurbaşkanı dersek, milletin, cumhurun başkanı. Bu da bizim kültürümüze yönetim sistemimize uygun bir tabir. Bunun adını cumhurbaşkanlığı sistemi diyelim’ dedi, bir de biz hükümet dedik. Hükümet neden? Çünkü bu değişiklikle beraber hükümeti artık cumhurbaşkanı başkanlığında kuruluyor, başbakanla cumhurbaşkanlığı yetkileri birleştiriliyor. O yüzden de sistemin adı cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi.” diye konuştu.
Yeni sistemin yerli ve milli olduğuna işaret eden Yıldırım, saltanattan Cumhuriyet’e geçerken Türkiye’nin başka ülkelerden yasalar aldığını, aradan geçen 94 yılda Türkiye’nin tecrübelerini kazandığını, kendi yönetim geleneğine uygun katkılar koyduklarını söyledi.
Bazı anayasa hukukçularının, “ülkelerin anayasaları ve sistemleri deneme tahtası değildir” eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
“Anayasa hukukçuları işe teorik olarak bakıyorlar, akademisyenler hayatın içerisinde bulunan insanlar değil. Ben akademisyenlerin fikirlerine, söylediklerine saygı duyarım ama bir de damdan düşeni getirin derler. Biz olayların içerisinde yaşıyoruz, kaldı ki şu görüşe katılmıyorum. Bu sistem asıl kuvvetler ayrılığını netleştiriyor. Öncekinde kuvvetler ayrılığı yok. Niye yok? Şimdi düşünün ben başbakanım, AK Parti Genel Başkanıyım aynı zamanda Mecliste ve yürütmede hakim vaziyetteyim. Meclis iktidar partisinin dediği dışında bir şey yapabilir mi? Bakanlarımın tamamı milletvekili aynı zamanda yasama ile yürütme iç içe değil mi? Mevcut sistem yürütmeyi ağırlıklı olarak başbakana veriyor, cumhurbaşkanının çok yetkileri olmasına rağmen şu anda sorumluluğu yok. Onun için zaten sıkıntı var, benim anlatmaya çalıştığım kuvvetler ayrılığı meselesi.”
BU SİSTEM BABA İLE OĞULU BİRBİRİNE DÜŞÜRÜR
Halk oylamasında ‘evet’ çıkması durumunda Türkiye Cumhuriyeti’nin son başbakanı olacağının hatırlatılması üzerine Binali Yıldırım, ona milletin karar vereceğini belirterek, 2019’daki seçime kadar görevinin devam edeceğini daha sonra yeni sistemin devreye gireceğini söyledi.
Yıldırım, 2007’deki referandum öncesinde cumhurbaşkanını Meclisin seçtiğini, bunun parlamenter sisteme uygun olduğunu belirterek, 2007’deki “367 icadının” çıkmasının ardından halk oylamasına gidilerek cumhurbaşkanını halkın seçmesinin sağlandığını anımsattı.
Vesayet odaklarının 363 milletvekili olan partiye cumhurbaşkanı seçtirmediklerine dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:
“Bunun için sistemi değiştiriyoruz, bu vesayet odaklarından kurtulmak için. 20 milyondan fazla insanın seçtiği güçlü bir cumhurbaşkanı var, hem darbe anayasasından da gelen çok geniş yetkileri var, hem de halk seçmiş yetkisinin üzerine bir de siyasi yetki gelmiş, bu tarafta da yine halkın seçtiği genel başkan ile başbakan onun da yetkisi var. Şimdi ne olacak? İki tane güçlü figür, ikisini de halk seçmiş. Burada anlaşmazlık kaçınılmaz, bu sistem yürümez, bu sistem baba ile oğulu birbirine düşürür bak o kadar açık.”
Yıldırım, Türkiye’nin tarihsel gelişimine bakıldığında 1950’den beri 2 doğrudan, 3 de dolaylı darbe yaşandığını belirterek, “En son doğrudan darbeyi de millet önledi 15 Temmuz’da. Kuvvetler ayrılığı işi burada net olarak ortaya çıkıyor. Çünkü iki tane sandık aynı anda kuruluyor. Birinde milletvekili, birinde de ülkeyi yönetecek cumhurbaşkanı çıkıyor, dolayısıyla iki iradeyi yürütme iradesini millet doğrudan veriyor. Bu tarafa da yasama ve denetleme iradesini veriyor. Dolayısıyla çizgiyi çiziyor ortadan senin alanın bu, senin alanın bu.” diye konuştu.
Yeni sistemin parti başkanı olmadan da cumhurbaşkanı adayı olabilme imkanı getirdiğine işaret eden Yıldırım, sistemin garantili hükümet çıkaracağını söyledi.
FİİLEN OLANI RESMİLEŞTİRİYORUZ
Binali Yıldırım, kendisinin hem Başbakan hem de AK Parti Genel Başkanı olduğunu anımsatarak, yeni sistemde seçilecek kişinin partili olmasının önemli olmadığını, bütün Türkiye’nin cumhurbaşkanı olarak hizmet edeceğini belirtti.
Yıldırım şunları kaydetti:
“Bunlar anayasada belirlenmiştir. Yani bir insanın partili olmasını düşüncesini yasaklayabilirsiniz ama gönlünden çıkaramazsınız. O yüzden fiilen olan şeyi resmileştirmek en doğrusu, bunda hiçbir mahsur yok. Kaldı ki Amerika başkanı da partisinin başkanıdır. Partisinin başkanı ama görevi başkaları yürütüyor, bir başkan yardımcısına o görevi veriyor, başka ülkelerde de var. Başkanlık sisteminde parti başkanı olma özelliği var.”
Proje Bilgi Formu
Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.