Son yıllarda artan doğal kaynak yetersizliği ve iklim değişikliği gibi küresel sorunlar, sektörlerin sürdürülebilir uygulamalara yönelmesini sağlıyor. Karbon salınımından dolayı çevreye olumsuz bir etki bırakan lojistik sektörü de bu bağlamda etkisini azaltmak için;doğaya ve gelecek kuşaklara duyduğu sorumluluk bilinciyle yeni ve çevreci yaklaşımlar geliştiriyor. Bu vizyon çerçevesinde özellikle dijitalleşmeyi odağına alan sektör; yeşil lojistik ve tersine lojistik uygulamalarını tercih ediyor.
Hayatımızda büyük bir yer edinmeye başlayan sürdürülebilirlik kavramı, lojistik ve dağıtım sektöründe de yeni trendler yaratmaya başladı.Teknolojik ilerlemelerle birlikte hızla dönüşüm gösteren lojistik sektörü; tedarik zinciri esnekliğinden 5G’ye, yeşil lojistikten IoT – Nesnelerin İnterneti teknolojisine kadar, sektöre etki edecek birçok yeni trende imza atıyor. Lojistik süreçlerini daha öngörülebilir, etkin ve sürdürülebilir hale getiren bu yenilikler, tedarik zinciri esnekliği sayesinde müşteri taleplerine daha hızlı yanıt sunabilirken, yeşil lojistik ile ise çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor.
“Sürdürülebilir yaklaşımı tüm sektörde yaygınlaştırmayı hedefliyoruz”
Taşımacılık operasyonlarını yönetirkensürdürülebilir lojistik yaklaşımlarını benimsemenin en önemli konu olduğunu vurgulayan Kamion Kurucusu Berkay Adlım, “Sürdürülebilir yaklaşım sadece çevre için değil, aynı zamanda sektörün sağlıklı bir şekilde büyümesi için de kritik öneme sahip. Yeşil lojistik, bu vizyonun önemli bir parçası. Kaynakların etkin kullanımını teşvik eden bu yaklaşım hem çevresel hem de ekonomik avantajlar sağlar. Ancak unutulmamalıdır ki yeşil lojistik, sadece karbon salınımlarını azaltmakla sınırlı değil.Yeşil lojistik yaklaşımı, dijitalleşme ve inovasyonla desteklendiğinde müşteri memnuniyetini artırmaya, pazar rekabetimizi güçlendirmeye ve hizmet kalitemizi yükselmeye imkansunar. Bunun yanı sıra tersine lojistik, sektörde sürdürülebilirliğin sağlanması için uygulanan yeni bir yaklaşımdır. Geleneksel lojistik uygulamalarında mal ve hizmetlerin ulaştırılması ile tedarik zinciri süreci sona erer. Ancak, tersine lojistikte, geleneksel uygulamalardan farklı olarak tedarik zinciri kontrol evresi ile tamamlanır. Bu kapsamda, ürün ve hizmetler dağıtıldıktan sonra gözden çıkarılan mallar yok edilir veya geri dönüştürülmesi için bir kontrol süreci gerçekleştirilir. Yalın lojistikte ise taşıma faaliyetlerinde kaynak korunumu ile israfın azaltılması amaçlanır. En az maliyet ile en kısa zamanda mal ve hizmetlerin yerine ulaştırılmasını hedefleyen yalın lojistik, yüksek üretimin hızlı dağıtım ile tamamlanmasını sağlar. Kamion olarak, bu vizyonu sektör genelinde yaygınlaştırmayı hedefliyoruz.”diye konuştu.
“Yükveren Panelimiz ile hiçbir kamyonun boş yolculuk yapmasına izin vermiyoruz”
Sürdürülebilir lojistik vizyonu çerçevesinde boş yolculukların önüne geçecek çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Adlım, “Her yıl yapılan taşımaların yüzde 32’si boş dönüyor ve bundan kaynaklı ciddi bir karbon emisyonu ortaya çıkıyor. Bu oran neredeyse her yıl 215 milyon ağaç kaybetmemize neden oluyor. Bunu dengelemek için ise her yıl 215 milyon yeni ağaç dikmek gerekiyor. Kamion olarak, gereksiz yakıt tüketiminin önüne geçmek, sektördeki beklemeleri azaltmak ve verimliliği artırarak sürdürülebilirliğe katkı sağlamak için geliştirdiğimiz ürünlerimiz sayesinde hem yük veren iş ortaklarımıza hem de taşıyıcı iş ortaklarımıza hızlı, pratik ve güvenilir çözümler sunuyoruz. Son teknoloji ile geliştirdiğimiz yükveren panelimizilealınan taşımaları mobil uygulamamız üzerinden paylaşarak hiçbir kamyonun boş yolculuk yapmasına izin vermiyoruz. Bu sayede hem karbon emisyonlarını azaltmaya hem de maliyetleri düşürmeye yardımcı oluyoruz” ifadelerini kullandı.
Proje Bilgi Formu
Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.