Türkiye’de özellikle Kovid-19 salgınından sonra satılık ve kiralık konut fiyatlarında olağan dışı yükselişler gerçekleşmeye başladı.
Ağustos ayından sonra kira fiyatlarındaki yükselişler vatandaşları zor duruma soktu.
Araştırmalarda; son bir senede kiraların ortalama yüzde 50 yükseldiği, hatta İstanbul’un bazı ilçelerinde bu yükselişlerin yüzde 150’leri bulduğu belirtiliyor. Satılık konutlarda da durum çok farklı değil. Salgın ve deprem riski sebebiyle özellikle sıfır binalardaki yükselişler yüzde 200’leri buldu.
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (BETAM) Kasım 2021 raporuna göre, geçtiğimiz senenin Ekim’inde, Türkiye’de ortalama satılık konut metrekare cari fiyatı yüzde 47,5 yükseldi. Yine aynı rapora göre, satılık konut metrekare cari fiyatları aynı dönemde İstanbul’da yüzde 50,3, Ankara’da yüzde 39,5 ve İzmir’de yüzde 34,6 yükseliş gösterdi.
Sahibindencom’un 8 Aralık’taki verilerine göre, Türkiye genelinde yaklaşık 393 bin satılık konut mevcut. Kiralık konut sayısı ise sadece 87 bin olarak belirtiliyor. Kiralık konut kategorisi içerisinde oda kiralayanlar da yer alıyor.
İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) Kasım 2021’de yayımladığı raporuna göre ise, İstanbulların yüzde 95’i kiraları yüksek buluyor. Raporda ayrıca “Kirada oturanların neredeyse yarısı pandeminin başlangıcından bu yana kiralarını ödeyemiyor ya da aksatıyor” verisi de gözler önüne serildi.
İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nizameddin Aşa ve Gazi Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden Doç. Dr. Leyla Alkan Gökler konuya ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de 1 yılda çok şey değiştiğine, Kovid-19 salgınının ilk döneminin tam tersi bir durum yaşandığına dikkat çeken Nizameddin Aşa, “Geçen sene ev fazlaydı, bu sene ise tam tersi. Şimdi kimse ev bulamıyor” diye konuştu.
Türkiye’de satılık ve kiralık konut fiyatlarının yüksek olmasının nedeninin yapı stoğu azlığı, inşaatların durması ve arazi kıtlığı olduğunu belirten Aşa, “Kentsel dönüşüm de sağlıklı ve iyi değil. Şu an kentsel dönüşümde sorun çok fazla. Dönüşümlerin hızlıca tamamlanması gerekiyor. Burada da belediyelerin ve kat maliklerinin rolü büyük” açıklamasında bulundu.
Belediyelerin ruhsat vermediğine, bunun sonucunda da inşaat sürelerinin arttığına vurgu yapan Aşa, “İnşaat süreleri normalde 12-24 ay… Ancak belediyelerin ruhsat vermesi 1 yılı buluyor. Bu da inşaat sürelerini uzatıyor” ifadelerini kullandı.
Son zamanlarda özellikle döviz kurundaki hızlı yükselişin de inşaat sektörünü etkilediğinin ve arsa bulunamadığının altını çizen Aşa, faizlerin de yetersiz olduğunu dile getirdi. Aşa, her gün artarak devam eden konut sorununun çözümüne ilişkin olarak şunları söyledi:
“TOKİ burada devreye girmeli. TOKİ bu soruna sosyal konut yaparak ve arsa ortaya çıkartarak çözüm üretebilir. Yeni inşaat olmadan çözüm yok gibi görünüyor.”
Doç. Dr. Leyla Alkan Gökler ise konut sorunun aslında “çok yüksek ranttan” kaynaklandığına dikkat çekti. Konut fiyatlarındaki fahiş yükselişlerin kentsel dönüşüm rantından sebebiyle yaşandığını dile getiren Gökler, “Bu konuyu TOKİ tek başına çözemez. Arkasında daha büyük sıkıntılar var. Çözümü var mı ben bile bilmiyorum” dedi.
Devletin duruma müdahale etmesi gerektiğine de vurgu yapan Gökler, şu açıklamalarda bulundu:
“Fiyatların bazen neden arttığını bile anlamıyoruz. Ankara’da aynı özelliklere sahip bir konutun A mahallesindeki fiyatı 200 bin TL iken, B mahallesindeki fiyatı 2 milyon TL oluyor. Bu farklılaşmanın çok iyi bir örneği…”
Proje Bilgi Formu
Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.