İstanbul’da gerçekleştirilen Marka Şehirler Zirvesi, Türk ekonomisinde marka gücü ve değeri olan firmaları buluşturdu. Zirvede markalaşmada bölgesel, ulusal ve yerel düzeyde uygulanan ekonomi politikaları konuşuldu. Zirvede konuşan Aşçıoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Aşçıoğlu Türkiye'nin, konumu itibarıyla çok önemli bir noktada yer aldığını belirtirken, "Avrupa ile Asya’yı bağlayan, doğu ile batıyı kültürel olarak birleştiren ve bu birleşimi yaşayan bir ülke. İstanbul da bu ülkenin vizyon başkenti. Dolaysıyla, Türkiye marka olma konusunda sıralamalara bakıldığında 19’uncu ya da 29’uncu sırada gösteriliyor. Türkiye’nin olması gereken sıra ilk 5’tir" diye konuştu.
İstanbul'un büyüleyici havasıyla, romantizmi ve tarihi birikimiyle öne çıktığını anlatan Aşçıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
" İstanbul'u markalaştırmak adına ciddi bir çaba harcıyor olmalıyız. New York denilince enerji, Washington denilince güç öne çıkıyor. İstanbul denilince de kültür – tarihin yanı sıra başka özellikler de sayılabilmeli. Bu çerçevede de turizm, ticaret, yatırım, girişim gibi özellikleri öne çıkarmalıyız. Marka şehir; yaşam biçiminden, kültüründen, ticaret hacminden ve yapılarından belli olur. Halen daha tarihimizi istediğimiz gibi tanıtamayabiliyoruz. Çünkü tanıtım, bir algı yönetimi konusu. Osmanlı İmparatorluğu’ndan gelen birikimimizi iyi bir algı yönetim çalışmasıyla tanıtmalıyız.
Bilimsel araştırmalara göre 50 – 100 yıl içinde ABD’nin liderliği sona ereceği dile getiriliyor. Bu zaman zarfında Çin ve Hindistan’ın ardından Türkiye, dünya lideri olmaya en büyük aday olarak gösteriliyor. Bunun için sektör olarak yapı kalitesini artırmamız gerekiyor. Şehir mobilyalarından okullara, kamu binalarından sanayi yapılarına kadar her şeyi bu sektör yapıyor. Yapı kalitesi adına dünya ile yarışan bir ülke olmalıyız.
Yabancı bir şehre gittiğinizde o şehirdeki yapıların kalitesine bakarsınız. Trafiği, sosyal yaşamı, ticaret hayatı iyiyse o şehir hem yatırımcı çeker hem de kalkınmış bir bölge olarak anılır. Bu noktada algıyı yönetmek adına neler yapılıyor; turizm bakanlığı Londra’daki otobüslere reklamlar veriyor, yabacı ülkelerde ilan çalışmalarıyla algı yönetilmeye çalışılıyor. Her ülkenin algı biçimi farklıdır. Türkiye, yalnızca deniz ve kum değil. Tarihimizi iyi lanse edememiş oluyoruz.
Bu çerçevede kamu nezdinden adı “Prestij Bakanlığı” ya da “İmaj Bakanlığı” olabilecek bir yapı kurulmalı. Tüm kurumların bağlı olabileceği böyle bir bakanlık oluşturmalı. Nasıl şirketlerin algısını yöneten profesyoneller varsa ülkelerin de olmalı. Bu konu araştırılmalı, çalıştay yapılmalı. İsme takılmadan bu oluşum hızlıca kurulmalı. Çünkü Körfez Geçişi, Kanal İstanbul ya da 3. Havalimanı gibi birbirinden büyük projeler inşa ediliyor. Bu projeleri gerçekleştirecek ekip hazırken bu fırsat değerlendirilmeli. "
Ceylan İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Ceylan da , marka şehir olgusunun önemli bir kalkınma modeli olduğunu belirtti. Popülariteye sahip kimi şehirlerin bulundukları ülkelerin bile önüne geçmeyi başarabildiğine dikkat çeken Ceylan, Türkiye’de de İstanbul başta olmak üzere birçok şehrin bu potansiyele sahip olduğunu, gerekli altyapı çalışmalarının tamamlanması ile yeni marka şehirlerin çıkabileceğini söyledi.
Tek eksiğimiz güzel bir ambalaj
Şehirleri markalamanın en başta turizm gelirlerini artırdığına dikkat çeken Muammer Ceylan, gelişmiş diğer ülkelerdeki marka şehirlerin yılda ortalama 35 ile 50 milyon civarında turist çektiğini, bu sayının Türkiye’ye gelen toplam turist sayısına neredeyse denk olduğunun altını çizdi. Muammer Ceylan, Türkiye’nin bugüne kadar ambalajını olması gerektiği gibi yapamadığımızı ancak bunun şimdi tam zamanı olduğunu belirterek yeni marka şehirlerin oluşturulması ile Türkiye’de yaşanan bu eksikliğin giderilebileceğini ve ekonomiye önemli bir katkı sağlanabileceğini ifade etti.
Kentsel dönüşüm ile İstanbul rakiplerini sollayacak
Yüzyıllardır her dönemin en önemli şehri olan İstanbul’un sahip olduğu zenginlikler düşünüldüğünde rakiplerinin gerisinde kaldığını açıklayan Muammer Ceylan, markalaşma sürecinde kentsel dönüşüm politikalarının da son derece önemli olduğuna vurgu yaptı. Türkiye’nin kalbi İstanbul’daki konutların yüzde 40’ının kentsel dönüşümden geçeceğini hatırlatan Ceylan, “Bugün marka şehir olarak anılan Paris’in Londra’nın ya da New York’un geçmişine baktığımızda bu şehirlerin kirlilik, altyapı ve yapılaşma karmaşası gibi birçok sorunla mücadele ettikten sonra yeni kimliklerine kavuştuğunu görüyoruz. Ülkemizin mega kenti İstanbul da yenilenme sürecinden geçiyor. Bir yanda yeni havalimanı, köprü ve tüneller gibi mega projeler hayata girmeye hazırlanırken bir yandan da kentsel dönüşüm kapsamında 6,5 milyon konutun 2023 yılına kadar dönüştürülmesi hedefleniyor. İnşaat sektörünün de önemli roller oynadığı bu çalışmalar tamamladığında İstanbul’un çehresi değişecek adeta şehir kabuk değiştirecek. Tarihi dokusunun yanı sıra yenilenen yüzü ve modern kimliği ile marka algısı daha da güçlenecek ve rakiplerini sollayacak bir şehir olacak” diye konuştu.
Proje Bilgi Formu
Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.