Esad yine sivilleri vurdu

İç savaşın kan gölüne çevirdiği Suriye’de çatışmalar ateşkese rağmen durmuyor. Ateşkesi ihlal etmeye devam eden Esad rejimine ait uçaklar, Şam’ın Berze semtinde sivil yerleşim yerini bombaladı. Saldırıda 7 sivil hayatını kaybetti.

SİVİLLERİ HEDEF ALDI

Suriye’de ateşkes ihlallerini sürdüren Beşşar Esed rejiminin başkent Şam’ın Berze semtine yönelik hava saldırısında, 7 sivil yaşamını yitirdi. Şam’ın Kabun semti yerel koordinasyon üyesi Uveyd Awad, Suriye ordusuna ait bir savaş uçağının başkentin doğu kesimlerinde yer alan Berze semtinin muhaliflerin kontrolündeki kısmında yerleşimyerini hedef aldığını belirtti.

YİNE KADINLAR VE ÇOCUKLAR ÖLDÜ

Saldırıda aralarında 2 kadın ile 2 çocuğun da yer aldığı 7 sivilin hayatını kaybettiğini, çok sayıda kişinin yaralandığını kaydeden Awad, bombardımanda binaların da hasar gördüğünü ifade etti.  Rejim güçlerinin Kabun ve Tişrin semti ile Duma ilçesine ağır silahlarla saldırdığını vurgulayan Awad, rejimin 30 Aralıkta yürürlüğe giren ateşkesi her gün ihlal ettiğini bildirdi.

30 ARALIK 2016’DA ATEŞKES SAĞLANMIŞTI

Suriye’de çatışan taraflar arasında Türkiye ve Rusya’nın garantörlüğünde sağlanan ateşkes, 30 Aralık’ta yürürlüğe girmişti.  Kazakistan’ın başkenti Astana’da 23-24 Ocak’ta yapılan Suriye konulu toplantıda, Türkiye, Rusya ve İran, ateşkes ihlallerinin önlenmesi için üçlü
izleme mekanizması kurulması konusunda anlaşmıştı.

SURİYE’DE İÇ SAVAŞ NASIL BAŞLADI

2-3 yıl önce hayatımızda olmayan “Suriyeli muhalifler, Özgür Suriye Ordusu, PYD” gibi oluşum ve kavramlar bugün Türkiye’nin hem iç hem de dış siyasetinin şekillenmesinde çok önemli bir etken olarak gösteriliyor.

Türkiye’nin neredeyse savaş noktasına geldiği, uçağımızın düşürüldüğü, topraklarımıza bombaların indiği, gazetecilerimiz ve sivil vatandaşlarımızın esir alınabildiği bir ülke olan Suriye ile nasıl buralara geldik?

Suriye’de neler oluyor? Türkiye neden bu denli bu sorunla ilgili? Süreç nereye gidiyor? Bir iç savaş mı var yoksa büyük bir katliam mı?

Suriye’nin dününü, bugünü yarınını konuşmadan önce kısa kısa bu süreç nasıl oldu da buralara gelebildi, neler yaşandı, bugün bulunduğumuz nokta neresi gibi sorulara cevaplar verelim…

OLAYLAR NASIL BAŞLADI?

Arap Baharı olarak isimlendirilen süreçle birlikte 30 yıllık Hüsnü Mübarek iktidarının devrilmesi sadece Mısır’ı değil bölge halklarını da derinden etkilemişti. Bu tarihi devrim domino etkisiyle Bahreyn’i, Libya’yı, Fas’ı etkilemiş ve hatta Kaddafi’nin ölümüne bile neden oldu.

Halk hareketlerinin büyük devrimlere yol açtığı bu dönemde Suriye’de Dera şehrinde iki bayan doktor telefonla konuşurken; “Hüsnü Mübarek düşmüş, darısı bizim başımıza…” şeklinde niyetlerini dile getirdiler.

SURİYE’NİN KADERİNİ DEĞİŞTİREN DUVAR YAZISI

Telefonları istihbarat tarafından dinlenen bu iki kadın doktor tutuklanıyor ve ceza olarak saçları sıfıra vuruluyordu. Bunun üzerine, bu kadınlardan birinin akrabası olan 12-13 tane çocuk, duvarlara “Halk, düzenin yıkılmasını istiyor.” sloganını yazıyor.(Sözü edilen slogan Arap dünyasında en çok atılan slogandır.) Okulun müdürü bu çocukları istihbarata şikâyet ediyor. Çocukları içeri alıyorlar ve çok ağır işkencelere maruz bırakılıyor.

Çocuklar içeri alınınca, Dera bölgesindeki aşiretlerin reisleri, Dera’nın istihbarat sorumlusuna gidiyor ve bu çocukların bırakılmasını istiyorlar. Ancak hakaretle karşılaşıyorlar ve bunun üzerine bir sonraki gün 1000 kişi çıkıyor sokağa. Çocukların bırakılmamasını ve aşiret reislerine yapılan bu hakareti protesto ediyor.

Dera Bölgesi yapı itibariyle özel bir yerleşim birimi. Dera’da yaşayanlar büyük bir çoğunluğu seyyidi, Ehl-i Beyt torunları…

Dera şehrinde insanlar öldükçe isyan önce bütün şehre yayıldı. İlk başlarda birkaç bin kişi gösterilere çıkarken, kısa bir zaman içinde on binlerce Deralı sokakları doldurmaya başladı. Peygamber torunları olan seyyidlere, Baas rejiminin geçmişten beri büyük baskı uyguladığı biliniyor. Bunun da etkisiyle Dera’daki isyan büyüdükçe diğer şehirlerde de etkisini gösterdi. İsyan dalgası Şam, Lazkiye, Humus, Banyas, Hama, Kamışlı ve Halep’e doğru genişledi.

Cuma günleri namaz sonrası Dera halkına destek için sokağa çıkan diğer şehirlerdeki halka yönelik de yönetim tarafından şiddet kullanılınca, Suriye’deki isyan Esad’ın gitmesini isteyen bir halk ayaklanmasına dönüştü.
Ve bugün neredeyse bir iç savaşa varan süreç bu şekilde başladı. Arka planı çok da derinlikli olan sorunların su yüzüne çıktığı bu olaylardan sonra on binlerce sivil insan öldü, şehirler bombalandı, Donanma kendi halkına deniz kenarlarından bombalar yağdırdı.

TÜRKİYE NEDEN SÜRECE DAHİL OLDU?

Türkiye yanı başında yaşanan trajediye kayıtsız kalmadı ve sürece dahil oldu. Önce sadece insani ihtiyaçlar şeklinde sığınmacıları kabul etti ardından da muhalif güçlere lojistik destek verdi. Türkiye’de muhalefetin ve dış basından çıkan haberlere göre bu destek kimi zaman silahlı yardıma dönüştü. Bu durum Suriye ve Türkiye’yi karşı karşıya getirdi.

Türk uçağı keşif yaparken Suriye sınırında düşürüldü, Türkiye topraklarına Suriye’den atılan bombalar isabet etti. Kısacası kapı komşumuzdaki yangın bize de zarar verdi. Bu zararı asgariye indirmek adına Hükümet Esad rejiminin bir an evvel devrilmesi fikrinde ve bu amaç doğrultusunda dış politika izliyor.

Suriye’deki bugünkü yapıyı özetlemek için öncelikle bu ülkeyi oluşturan toplulukları tanımak gerek.

Suriye muhalefeti, Suriye’de kurulmuş tüm muhalif oluşumlara verilen ortak addır. Muhalefetin çatı örgütü Suriye Devrimi Muhalefet Güçleri Koalisyonu’dur.

4 ana muhalif oluşum vardır.
1-İslamcı
2-Bağımsız
3-Kürt
4-Türkmen

Muhaliflerin tamamı Beşşar Esed karşıtıdır. Libya, Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye gibi ülkeler bu oluşumlara destek vermektedir.

ABD, Fransa ve Birleşik Krallık muhaliflere ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca siyasi oluşumların yanında, silahlı oluşumlarda vardır.

Özgür Suriye Ordusu
Suriye Kurtuluş Ordusu
Liwaa Al-Umma
Halkçı Koruma Birlikleri
Suriye Türkmen Ordusu bu oluşumlara örnektir.

Suriye muhalefetinin çatı organı Suriye Devrimi Muhalefet Güçleri Koalisyonu’dur.

AMAÇ: Baas rejimini devirmek ve yerine Özgür Suriye denilen; çoğulcu ve demokratik bir rejim getirmektir.

BAAS REJİMİ: Baasçılık, Arap milliyetçiliği ve Arap sosyalizminin bir karışımı olan siyasi ideolojidir. Önemli liderleri arasında Saddam Hüseyin, Hafız Esed ve oğul Beşşar Esad gösterilir.

Suriye Devrimi Muhalefet Güçleri Koalisyonu
1-Suriye Ulusal Konseyi
2-Müslüman Kardeşler
3-Şam Deklerasyonu
4-Suriye Yerel Koordinasyon Komiteleri
5-Suriye Yüksek Devrim Konseyi
6-Özgür Suriye Ordusu
7-Seküler ve Demokratik Suriyeliler Koalisyonu
8-Suriye Devrim Genel Komisyonu

Kürt muhalifler

Kürt muhaliflerin ana organı Kürt Yüksek Komitesi’dir. Bazı Kürt gruplar ise Suriye Devrimi Muhalefet Güçleri Koalisyonu ile işbirliği yapmaktadır. Bu gruplar, “Kürt insanların haklarını ve özgürlüklerini almak” amacıyla faaliyet gösterir.

Kürt Yüksek Komitesi
1-PYD
2-Suriye Kürt Ulusal Konseyi
3-Halkçı Koruma Birlikleri

İslamcı muhalifler
1-El-Nusra Cephesi
2-Fetah el-İslam
3-Ahrar el-Şeham
4-Şükür el-İslam

Bağımsız gruplar

Hiçbir koalisyonun içinde olmadan, kendi başlarına hareket eden diğer oluşumlardır.

1-Demokratik Değişim için Ulusal Koordinasyon Komitesi
2-Suriye Türkmen Ordusu
3-Liwaa Al-Umma
4-Suriye Kurtuluş Ordusu

Proje Bilgi Formu

Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.

    Önceki yazıAnketlerde ‘Evet’ mi önde, ‘Hayır’ mı?
    Sonraki yazıDarbeciler Akıncı Üssü’nün yolunu kaybetmiş
    Yıldıray Gökkaya
    1975 İzmit doğumlu, 1996 İstanbul Üniversitesi mezunu, emlakrotasi.com.tr'nin kurucusu ve yayın yönetmeni. YeniBirlik Gazetesi Ekonomi ve Emlak Editörü.

    YORUM YAZIN

    Lütfen yorumunuzu yazın.
    Buraya adınızı yazın