Mesa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Boysanoğlu, Milliyet Gazetesi’nden Duygu Erdoğan’a röportaj verdi. İşte o röportaj…
‘Mesken’ geliştirmek için yola çıkan MESA, yarım asırdan fazla süredir yurt içi ve yurt dışında binlerce konut inşa etti. Sektörün geçmişinin en önemli tanıklarından olan MESA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Boysanoğlu, onlarca yıl ardından ilk defa tüketicilerin konut talep ve ihtiyaçlarının değiştiği bir döneme şahit olduğunu belirtiyor.
-‘Mesken’ geliştirmek için girdiğiniz bu yolda yarım asrı aşan zamanda neler yaptınız?
53 yılı geride bırakırken hem Türkiye’de, hem uluslararası arenada güven veren bir marka olduk. Bugüne kadar 124 binden fazla konut ürettik. Geçtiğimiz 53 yılda MESA’nın inşaat, yatırım ve satış büyüklüğü 28 milyar dolar. Sektöre çok katkı verdik; site yeşil alan ve peyzaj gelişimi ile vizyon kazandırdık. Projelerimizde teslim sonrası hizmetleri için KOSAŞ’ı kurduk. Dünya lideri olduğumuz tünel kalıp teknolojisini kazandırdık. İnşaat/gayrimenkul sektöründe kurduğumuz MESA, bugün sanayi, tarım, enerji, sigorta, turizm gibi pek çok sektörde faaliyet gösteriyor.
-Farklı bir dönem pandemi nedeniyle hızlı geldi; tüketici alışkanlıkları nasıl bir dönüşüm sergiliyor?
Pek çok şeyi yaşadık ülke olarak, ben de önemli bir kısmına tanıklık ettim ama salgın kaynaklı böyle bir dönem çok başka. Çok şeyi kısa zamanda öğretti. İnsanların yaşadığı alanlar onlarca yıldır hemen hemen aynı. Tespitlerde çok uzun yıllardır değişiklikler olmuyordu sadece teknoloji uyumu oluyordu. İlk defa insanlarda yaşamın değiştiğini gördük. Ve buna karşı yeni işler yapma ve o ihtiyaçların cevabını bulabilme yaklaşımı oluştu.
-Firmalar buna uyum sağlayabildi mi?
Türkiye’de konut tarafında istatistikler güncel değil, doğru verilere ulaşmak ve ona göre üretim yapmak lazım ama bu koşullarda çok zor. Yurt dışında mesela hangi bölgenin ne kadar konut açığı olduğu, hangi tipte açık olduğu belli. Bu net istatistiklerle üretiyorsun. Ama burada nerede arsayı bulursan oraya inşaat yapıyorsun. Bunun bir tespiti olmayınca ihtiyacı olmayan yerde her türlü yanlış yapılıyor. Balon dediğimiz şey budur. İhtiyaç olmayan bölgede ihtiyaç olmayan konut tipini üretip alım isteği de olmayınca batan firmalar oluyor. Bu istatistik sıkıntılardan dolayı ben ekibe, ‘dağılalım’ demiştim. 300-400 konutu aşmayan işler yapalım diye öngörüde bulunduk. Aslında bu, pandemi döneminde işimize yaradı. Son dönemde ürettiğimiz projelerin yüzde 80’inden fazlası az katlı. Ve biz iki yıldır çok iyi satış yaptık. Bunu sürdürmeyi planlıyoruz. Şehir içinde daha büyük, şehir dışında ise büyük ölçekli, az katlı, geniş yeşil alanlı projeler geliştireceğiz.
Yeşil alanı geniş, alçak katlı yapılara daha geniş arsa lazım. Ama arsa değeri inanılmaz
-Tüketicinin pandemi ile değişen talepleri devam eder mi?
Şu anda hızlı artan; yatay, yeşilin içinde, ferah konut isteğinin talep eğrisinde bir miktar düşüş olacağını ama artık insanların bu yaşamın doğru ve iyi olduğu anlayışıyla hareket ederek beklentilerini hep bu yönde tutacaklarını düşünüyorum. Mesela Tema İstanbul’da ilk etapta 360 bin metrekarelik arsada 3550 konut yapmıştık. Şimdi son etapta 600 dönümde 2800 ev var. Bin daireyi bir anda sattık. Alçak kat meselesi insanların yarısından fazlasını etkiledi. Elbette farklı bir gelir grubunu harekete geçiriyor. Daha alt gelirde ve asıl ihtiyacı olanın konut sahibi olma imkanı artık yok denecek kadar. Faizler çok yüksek. Esas ihtiyaç sahibine biz konut yapamıyoruz. TOKİ var ama ihtiyacı karşılamak çok zor.
-Özel sektörün de dahil olması için bir çözüm yok mu?
Yeşil alanı geniş ve alçak katlı yapı daha geniş arsalara ihtiyaç oluşturuyor. Ama arazi o kadar pahalı ki, arsa girdisi ve arsa sahibini ikna etmeyecek sonuçlar ortaya çıkıyor. Bu nedenle biraz daha dışarılara çıkmaya başlıyorsunuz, o da ulaşım problemini getiriyor. Sürdürülebilirlik için bu alanlarda da iş merkezleri oluşturulması lazım. Yeni yerleşimler yurt dışında da şehir merkezinin dışında ama çok iyi bir ulaşım var. Ulaşımda çok iyi işler yapıyoruz, bu merkezleri dağıtmalı ve şehir çeperlerinde oluşturmalıyız. Bu işin kurtuluşu ise devletin arsa üretmesinde. Arsa değeri Türkiye’de inanılmaz bir şey. Devlet, arsa üretimi yapabilirse, yeni ulaşım hatlarıyla da bunu desteklerse hem esas dönüşüm projelerini çok olumlu etkileyecek, hem de yeni şehir merkezleri oluşturabiliriz. Merkezde 15 katlı konut üretmek için 30 kat yapacaksınız ki maliyeti çıksın. Konut sektörünün geleceğinin en büyük sorunu arsadır.
-Maliyet artışı konut fiyatlarını da yukarı taşıyor…
Maliyetler yüzde 80’e yakın arttı. Arsa payları yüzde 45-55 arasında. Satış fiyatı ne kadar artarsa artsın arsa sahibi payını ona göre alıyor. Firma ise, size kalanla maliyetleri dengeleyip hem de kenara kâr koyabilmeye çalışıyor. Fiyatlar artıyor ama ne yazık ki çaresi bu.
Mimarlık ve mühendislik üniversitesi kuracak
-Vakıf ve üniversite kurma çalışmalarında ne aşamadasınız?
Sanata, sanatçıya, gençlere verdiğimiz destekleri kurumsal bir yapı altında toplamayı ve genişletmeyi uzun zamandır düşünüyoruz. MESA Vakfı için mevzuat sürecini başlattık. Gelecek 10 yıl içinde de vakıfla birlikte gelişen süreçte bir mimarlık/mühendislik üzerine üniversite hedefimiz var.
-MESA’nın sanata sanatçıya ve spora olan destekleri de artarak devam ediyor…
Her zaman genç sanatçıları, öğrencileri desteklemeye özen gösterdik. Sosyal sorumluluk vizyonumuz doğrultusunda bu kıymetlere alan açmaya çalışıyoruz. Geçtiğimiz yıl Heykelde Yeni Keşifler Yarışması’nın ana sponsoru olarak yetenekli sanatçıların eserlerinin görünürlüğünün artırılmasını destekledik. Türkiye’den dünyaya açılan genç yarışçımız Cem Bölükbaşı’na da destek veriyoruz. Başarıları hepimizi gururlandırıyor. Sanatçı ve sporculara desteklerimiz devam edecek.
Yurt dışı işleri genişleyecek
-Yeni projeleriniz arasında neler olacak?
İstanbul, Ankara, Bodrum ardından Urla’da da proje geliştiriyoruz. İstanbul’da yatırımlarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Ankara’da arsalarımız da var ama biraz beklemedeyiz. Yurt dışında Polonya’da işlerimiz sürüyor. Rusya’da ilk taahhüt işini yapan grubuz. Sonra bırakmıştık. Şimdi 3 yıla yakın süredir yine iş geliştiriyoruz. Irak’ta Bakanlar Kurulu yapısını aldık. Zaha Hadid’in hazırladığı bir proje. Özbekistan’da proje üretimi yaptık. Yurt dışı işlerini büyüteceğiz gibi.
-Yabancıların Türkiye’den alımı artıyor, ne düşünüyorsunuz?
Vatandaşlık için 250 bin dolar sınırı 500 bin dolara yükseltilmeli. Ülkemizin gelişmişliğine de katkı sunacak daha nitelikli insanların gelmesini sağlamalıyız.
Tarımda büyümek için hazırlık yapıyor
Yaban mersini radarda
-Tarımla ilgili uğraşınız ve merakınız olduğunuz biliyoruz…
Bir zamanlar Ankara batıya büyüyor diye aldığımız 1 milyon 300 bin metrekare alan vardı. Ama orada TOKİ ile sosyal konutlar yapılınca birden büyüme kesildi. Maliye eski bakanlarından Kemal Kurdaş her sene ağaç diktirirdi. En az – nedense – 17 sedir ağacı… Biz o araziyi alır almaz sedir fideleri dikmeye başladım. Şu an 210 bin tane sedir ağacımız var. Hepsi 12/20 metre arasında. Orman oldu, hayvanlar oldu. Bize ait. Çiftlik gibi ama bir yandan da kendi ürünümüzü fasulye, patlıcan ekip biçmeye başladık. Her seferinde bir biçim verdik, yeni sera yaptık mesela. Tropik sera, küçük kırmızı limonlar, kırmızı muz var. O çiftlikte ilk olarak altın çilek yetiştirmiştim. Altın çilekte çok ciddi verim aldık, satış da yaptık. Ardından Rusya’da aronya gördük ve onu da yetiştirmeye başladık.
-Tarımsal üretiminizde yeni gelişmeler var mı?
Polonya’da konut geliştiriyoruz. Oradaki genel müdürümüz Türk, Polonyalı ziraat mühendisi bir hanımla evlenmişti. Daha sonra yaban mersini işine başladılar. Yaban mersini Polonya’da, Amerika’dan sonra en çok üretimi yapılan ülke. Çok da faydalı bir ürün. Oradan fideler getirdik. Ankara’da çiftliğimizde verimli 2 sene geçirdik. Geliştirmek istiyorum.
-Bundan sonra tarım yapacaksınız galiba…
Ben yaparım, seviyorum. Mesela yaban mersini meselesinde Polonya’da bir Amerikalı bizi buldu. Dünyanın en büyük yaban mersini dağıtımcısı… Yaban mersininin 12 ay hasat alması önemli. Ama her bölgede belli bir ayda verim alınıyor. Bunu devamlı hale getirebilmek için de ülkelerde bu arazileri buluyor. Mersin tarafında bir arazi aranıyor. Olursa bu işin içinde olurum.
Kayıkta balık avı
-MESA’daki mesainiz dışında en önemli uğraşınız tarım mı oldu?
Tarımı seviyorum ama esas uğraşım balıkçılık. Evvelden dalıp yapardık, şimdi onu yapamıyoruz ama küçük kayıklar, teknelerle yapıyorum. Teçhizatı genişlettim, balığın yerini tespit ediyorum. Çıktığımda 5 – 6 kilo yakalıyorum tek başıma. Ağırlıklı olarak Bodrum’da tutuyorum…
Tarihi köşkte çalışıyor
-Röportajımızı gerçekleştirdiğimiz Cemil Molla Köşkü ve yenilemeler hakkında bilgi verir misiniz?
Cemil Molla Köşkü’nün etrafındaki iki köşkü, eski hava fotoğraflarını tarayarak bulduk. Yangın dolayısıyla yok olmuşlar. Hava fotoğrafları ve arşivlerdeki kayıtlar, gazete ilanları derken köşklerin olduğu yerlerde arkeologlar kazıya başladı. Bulunan eski parçalar müzeye verildi. Binaları ise aslına uygun şekilde inşa etmeye başladık. Cemil Molla’ya yakın büyük köşkü, holding genel merkezi olarak kullanmayı planlıyoruz. Daha yukarıda av köşkü olarak bilinen yapıyı ise konut olarak değerlendireceğiz. Cemil Molla Köşkü’nün ise yeni kuracağımız MESA Vakfı tarafından kullanılmasını planlıyoruz.
Proje Bilgi Formu
Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.