Evet oyu verecekleri denize dökmekle tehdit eden CHP’li Hüsnü Bozkurt’a Erdoğan, sert cevap verdi: Yarın İzmir’deyiz buyur gel. Orada yapalım, oradayız. Siyasette affedilmeyecek sözlerdir. Eline sahip olacaksın, diline sahip olacaksın, beline sahip olacaksın. Bu nedir ahlak sahibi. Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bu vatanın evladına sen it diyemezsin. Ona göre orada bir düzen kuruyor. Bunların sonu gelmiştir. Bu millet sana gereğini yapar. Ama bunlar bu halkın dilini yakalayamadılar. Bunlar menşei itibari ile maalesef buraya gelişi farklı ve o da şimdi mesela denize dökeceğiz derken kim adına bunu söylüyorsun? Genel başkanın adına mı söylüyorsun sana böyle bir yetki mi verdi ne adına söylüyorsun? Ben ne dedim biz denize dökmeyeceğiz bunlar için özel bir demokrasi müzesi yapacağız. Bunları güzel objeler olarak orada değerlendireceğiz dedim.
Yarın İzmir’deyiz buyur gel. Orada yapalım, oradayız. Siyasette affedilmeyecek sözlerdir. Eline sahip olacaksın, diline sahip olacaksın, beline sahip olacaksın. Bu nedir ahlak sahibi. Bu ağızla kalkacaksın sen orada it diyeceksin. O adam köşe yazarlığı yapmış, cezaevine girmiş, kitap yazmış vs.”
O FOTOĞRAFIN HİKAYESİNİ ANLATTI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı canlı yayında, torununa Kur’an-ı Kerim öğretirken çekilen fotoğrafın sorulması üzerine oldukça çarpıcı bir gerçeği açıkladı.Erdoğan, o fotoğrafın 15 Temmuz gecesi Marmaris’te çekildiğini söyledi.
EVET AÇIK ARA ÖNDE
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan’da gerçekleştirilecek halk oylaması anketlerine ilişkin, “Şu anda bir oran zikretmeyeyim. Ama açık ara diyebilirim ve bu açık ara gidiş daha da artarak devam edecek, bu onu gösteriyor. Bizim meselemiz şu anda öyle bir oran çıkmalı ki, bu bir defa bu ülkenin hizmetinde olan bütün insanlara öz güven kazandırmalı.” dedi.
Erdoğan, 24 TV, 360 ve Alem FM’in ortak yayınında, “Evet Platformu” tarafından bugün gerçekleştirilen “İstanbul Buluşması”nın önceki mitingler gibi tüm coşkusuyla gerçekleştirildiğini, tüm İstanbul’un orada olduğunu, gerek Başbakan Binali Yıldırım, gerekse kendisinin mitingden çok mutlu ve memnun ayrıldığını anlattı.
Meydanların dilini bildiğini, bugüne kadar birçok büyük şehri dolaştığını, tüm bu büyükşehirlerde de aynı heyecanı ve coşkuyu gördüklerini aktaran Erdoğan, bu hafta gideceği bazı büyük şehirler olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Yarın İzmir ile buluşacağız. Ondan sonra aynı şekilde devam edeceğiz. Hafta içerisinde, pazartesi Çorum’da olacağız. Ondan sonra Şanlıurfa büyük iller içerisinde önem arz eden illerimizden bir tanesi. İstanbulumuzu bir daha şöyle ilçeler bazında da gezmek, dolaşmak istiyorum. Bazı ilçelere gittim ama gidemediğim ilçeler de var. Onlara da aynı şekilde uğramayı düşünüyorum. Öbür tarafta Ordu, gidemediğim büyükşehirdi, Karadeniz’de. Ordu’ya gideceğim. Aynı gün inşallah Giresun’da olacağım. Çarşamba günü Erzurum var. Cuma günü inşallah Konya mitingimiz var. Bunlarla birlikte meydanlarda halkımızla bütünleşeceğiz. Sayın Başbakanımız aynı şekilde ve bazı bakan arkadaşlarımızın bu şekilde dolaşmaları var. Doğrusu ben meydanlarda şu andaki havayı çok çok olumlu buluyorum ve ‘evet’e olan muhabbet, her an artarak devam ediyor. Bütün yalanlar ortaya döküldükçe tabii ki ‘evet’e olan muhabbet de artıyor ve bu son ana kadar devam edecek diye inanıyorum.”
Erdoğan, kamuoyu araştırmalarının sorulması üzerine, şu anda bir firmayla çalışmadıklarını, Başbakan Yıldırım’ın yaptırdığı bazı araştırmaların olduğunu ama bir de değişik kurumların yaptırdığı bazı çalışmalar bulunduğunu söyledi.
“Şu anda bir oran zikretmeyeyim. Ama açık ara diyebilirim ve bu açık ara gidiş daha da artarak devam edecek, bu onu gösteriyor. Bizim meselemiz şu anda öyle bir oran çıkmalı ki, bu bir defa bu ülkenin hizmetinde olan bütün insanlara öz güven kazandırmalı.” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“İstikrar ve güven noktasında artık bu ülkede biiznillah terör olmaz. Bu ülkede artık yatırımlar en ufak bir sekteye uğramaz. Çünkü iş adamının, girişimcinin, yatırımcının ülkeye bakışı nedir? Bu ülkede bir defa terör var mı? Çünkü ben sadece Batı’yı istemiyorum. Orta Anadolu’yu istemiyorum. İstiyorum ki Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu… Buralarda da yatırımlar aynen Batı gibi, Orta Anadolu gibi, Akdeniz gibi, buralarda da devam etsin. Yani ülkemizin dört bir yanında yatırımlarda bir sıçrama dönemine ulaşalım. İşte bunu burada görüyorum. 16 Nisan, aynı zamanda bunu fişekleyecektir. Bu bakımdan çok çok önemsiyorum. Meydanları bundan dolayı önemsiyorum. İnşallah bunu haftaya pazar, akşam göreceğiz.”
Körfez ülkelerinin de bu süreci çok yakından izlediğine ve 16 Nisan sonrası istikrarlı bir Türkiye’ye yatırım yapmak için hazırlık yaptıklarına dair bazı haberlerin gündeme geldiği belirtilen Erdoğan, bunların, ikili, heyetler arası görüşmelerde, iş adamı gruplarında paylaşılan konular olduğunu dile getirdi.
Erdoğan, kendisinin de yaptığı görüşmelerde bunun bizzat söylendiğini aktararak, ” ‘Bize nereleri tavsiye edersiniz, hangi sektörde ne gibi yatırımlar yapalım?’ Bunları hep söylüyorlar.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ” ’16 Nisan’da neye evet?’ dendiği zaman, bizim slogan başlıklar içerisinde bir de ‘İstikrarlı bir Türkiye için evet mi?’ diyoruz. Çok önemli bu fakat 16 Nisan’ı bırakın, 2002 Kasım’ındaki seçimden sonra biz programımızı açıklarken de bununla çıktık. ‘İki sihirli kavram’ dedik, istikrar ve güven. Yola böyle çıktık. Hamdolsun bugüne kadar da aynı şekilde o istikrar ve güven kelimeleri Türkiye’yi bir cazibe merkezi haline getirdi.” değerlendirmesini yaptı.
GENEL BAŞKANI OLDUĞU PARTİNİN MAZİSİNDEN HABERİ YOK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Trabzon’da yaptığı konuşmanın hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:
“Şimdi önce tabii Genel Başkanı olduğu siyasi partinin, her zaman övündüğü, kurucusu Gazi Mustafa Kemal’in olduğu partinin bir defa mazisinden haberi yok. Sürece baktığımız zaman şöyle geçmişten bu yana, aklımda kaldığı kadarıyla da 1960’a kadar zaten bu böyleydi. Ama benim için en önemlisi şu, Gazi Mustafa Kemal, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanıyken, aynı zamanda cumhurbaşkanı değil miydi? Öyleydi. Hatta yakasında cumhurbaşkanının, malum altı okuyla hitabeleri vardır. Hep bize o nutuklarında vesaire onunla beraber izletirler. Gelelim İnönü’ye. İsmet İnönü genel başkanken aynı zamanda cumhurbaşkanı değil miydi? Aynı zamanda cumhurbaşkanıydı. Ey Kılıçdaroğlu, ya sen önce mensubu bulunduğun, genel başkanı olduğun partinin kurucusu veya daha sonra müdavimi olan genel başkanların nasıl cumhurbaşkanı olduğundan haberin yok. Önce bunu bir öğren ve milleti aldatma, millete yalan söyleme. Bu 1960’a kadar da böyle geldi. Dünyada başkanların özellikle partilerin de genel başkanı olması doğal hakkıdır. Bu Amerika’da böyledir. Rusya’da böyledir. Buralarda istedikleri anda da partilerine müdahil durumdadırlar. Ama bunu bu şekle dönüştürmek, bir defa kendisinin nasıl bir yanlış üzerinde oynadığının en açık, en güzel ifadesidir. Şimdi bizde bunlar yeni şeyler değil. Dünyada bunlar yeni şeyler değil. Dolayısıyla bizim bir defa bu zata öğretmemiz gerekiyor.”
Bir partinin genel başkanının aynı zamanda cumhurbaşkanı olmasının onun tarafsızlığına halel getirmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, “Şimdi düşünün ki başbakan… Başbakan parti genel başkanıyken, aynı zamanda yürütmenin de başında mı? Başında. Peki ne farkı var? Ama onama makamı neresi? Onama makamı cumhurbaşkanı. Şimdi şu andaki durumumuza bakın. Başbakan hem partinin genel başkanı aynı zamanda da yürütmenin başında. Ne oluyor? Bunun tarafsızlığına halel getiriyor mu? Bir defa tarafsızlık kavramını bunlar anlayamamış. Tarafsızlık nedir? Hizmette adalettir.”
Erdoğan, çok fazla yatırım yapıldığına, hala da yapılmaya devam edildiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu yatırımları yaparken ‘buradan sadece AK Partililer geçer.’ diye bir hüküm koyuyor muyuz? Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptık. ‘Buradan sadece AK Partililer geçer.’ diye oraya bir şey mi koyduk? Tüm millet, tüm insanlık buradan istifade eder. Marmaray… Ya buradan hepsi geçiyor mu? Bütün vatandaşlarımız geçiyor mu? Avrasya Tüneli’nden hepsi geçiyor mu? Osmangazi’den benim bütün halkım geçiyor mu? İzmir… düşünün, İzmir’de biz birinci parti olmadık hiçbir zaman ve biz İzmir’de birinci parti değiliz diye İzmir’e hizmette hiçbir zaman kusur etmedik. Belediyenin yapması gerekenleri de yaptık. 42 katrilyon bizim İzmir’e yatırımımız var. Biz orada iktidar değiliz. Belediyenin yapması gerekenler… Düşünün İzmir gibi bir ilin havalimanı yoktu doğru dürüst. Ama biz Adnan Menderes Havalimanı’nı, modern bir havalimanı olarak Başbakanlığım döneminde, Binali Bey o zaman Ulaştırma Bakanımızdı, yaptık, bitirdik hizmete açtık. Çevre yolları hakeza. Şimdi İstanbul’u İzmir’e bağlıyoruz. Şu yapılan Osmangazi Köprüsü, şu anda bağlantı yollarının ciddi bir kısmı bitti. 3 saat 15 dakikada İzmir’e ulaşacağız. ‘İzmir ağırlıklı olarak CHP’lidir’ diye bakmadık ki. Orada kim yaşıyor? Benim halkım yaşıyor. Şimdi İzmir’de mesela özellikle köprü, tünel, ada, tüm bunlara benzer yatırımlar var. Şimdi bu adımları atarken tarafsızlığımıza gölge düşürecek ne yaptık? Ama bütün bunların yanında oradaki yerel hizmetlere bakıldığında, bakıyorsunuz orada sıkıntılar var. Orada raylı sistemler yapıldı. O raylı sistemleri yaparken, Ulaştırma Bakanımız, şimdi Başbakanımız Sayın Yıldırım, o raylı sistemde, oraya gerekli olan hizmeti verdi. Su sıkıntısı vardı İzmir’in. O su sıkıntısını biz giderdik DSİ ile. İnsan biraz sıkılır. Yani bunu söylerken, yani özellikle milletvekili olduğun ilinde yapılan hizmetleri bile görmüyorsun. Bunu gör.”
Proje Bilgi Formu
Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.