Dış müteahhitlikte bir yılda alınan projelerin bedeli 15 milyar doların altına gerilemişti ancak Ekonomi Bakanlığı’nın açıkladığı veriler, bu yılın il 6 ayında bir yükseliş olduğunu gösteriyor.
Dış müteahhitlikte bir yılda alınan projelerin bedeli 30 milyar dolar seviyelerine çıktıktan sonra 15 milyar doların altına gerilemişti. Türk şirketler birçok ülkede büyük pazar kayıpları yaşamıştı. Özellikle uçak krizi sonrası Rusya’da… Ancak Ekonomi Bakanlığı’nın açıkladığı veriler, bu yıl yeni bir yükseliş beklentisini doğuruyor. İlk altı ayda 9.2 milyarlık proje alınmış. Kalan 6 ayın da bu düzeyde gerçekleşmesi halinde 20 milyar dolara doğru yeni bir başarı hikayesi gerçekleşmiş olacak. 2017’de 1 milyar dolarlık artışla toparlanma işaretleri gelmişti. Bu yılın ilk 6 ayındaki artış bir yükseliş trendinden söz etmeyi mümkün kılıyor. Dikkat çekilmesi gereken iki konu daha var. İş-proje alınan ülke sayısı azaldı, ortalama proje bedeli ise rekor seviyeye çıktı. Bu da önemli bir gelişme. 2015’ten sonra ortalama proje bedeli düşüyordu. 87 milyon dolardan 73’e ve nihayet 2017’de 54 milyon dolara düşmüştü. Bu yılın ilk 6 ayında 110 milyon dolara çıkmış. Bu rekor bir rakam ve Türk müteahhitlik şirketlerinin dışarıda giderek daha büyük işler aldığını gösteriyor. Bu durum proje sayısı verisinden de izlenebilir.
6 ayda 84 proje
2015’te 265 proje alınmıştı. 2016’da 191. 2017’de 275 proje alınmıştı. Bu yıl 6 ayda 84 proje alındı. Yıl toplamında proje sayısının önceki yılların gerisinde kalması muhtemel gözüküyor. Ortalama proje bedelini, bedeli milyar dolarları bulan tek bir iş de yukarı çekebilir ancak bu sonucu değiştirmiyor. Ülke sayısı da görece bir özel duruma işaret ediyor. 2015’te 57 ülkede iş alınmıştı. İzleyen yıllar 56 ve 52 oldu. Bu yıl ilk 6 ayda sadece 18 ülkede iş alındı. Bu da gösteriyor ki bu yıl müteahhitler daha az sayıda ülkede ancak daha büyük projeler aldı.
Karar bekleniyor
Rekabet Kurumu, İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği (İGMD) hakkında soruşturma açtı. 6 Temmuz’da duyurusu oldu. İddia, “İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği’nin kararları ile 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiği..” Soruşturma kararı önaraştırmada elde edilen bilgi, belge ve bulguların ciddi ve yeterli bulunması gerekçesine dayanıyor. Rekabetin Korunması Kanunu’nun 4’üncü maddesi, “rekabeti sınırlayıcı anlaşma ve uyumlu eylem ve kararları” yasaklıyor. İGMD’nin “rekabeti sınırladığı” iddia edilen uyumlu eylemi nedir? Şikayetçi firmalar olmuş… Hangi firmalar olduğu bilinmiyor. Dolayısıyla görüşlerini alma imkanı da olmadı. Ancak Başkan Serdar Keskin’le konuştum. Şöyle anlattı: “Üyelerimizin diipline edilmesi için, camiamızda iş barışı için yönetim olarak kararlar alırız. Bu konudaki gelişme şöyledi; üye şirketlerimiz çalıştıkları dış ticaret şirketlerine sirküler, mevzuat bilgisi gönderir. Ancak bazı üyelerimiz çalışmadıkları şirketlere de gönderiyor. Bir çeşit pazarlama yapıyor. 24 Şubat’taki genel kurulda bazı üyelerimiz bunun yapılmaması talebiyle önerge yazarak durumu gündeme getirdi. Divan gündeme aldı. Kabul edildi… Ancak buna uymayan firmalarımız olabiliyor. Diyelim benim çalıştığım firmaya, başka bir müşavirlik firması sirküler, mevzuat göndermeye devam ediyor. Disiplin kurulumuz devreye giriyor böyle durumlarda. İşte bu firmalardan birisi Rekabet Kurulu’na şikayet etmiş. Bir anda 3 raportör geldi. Belgeler istediler. 30 gün içinde savunma istiyorlar. Biz herhangi bir dernek değiliz, özel kanunla kurulmuşuz. Patronumuz Gümrük Ticaret Bakanlığı. Üyelerimiz müsterih olsun. Genel kurulumuzda oy birliğiyle alınmış bir karar. Bizim görevimiz gümrük müşavirliği firmalarının menfaatini korumak.”
Başkanı bulmuşken… Bir de zaman zaman gündeme gelen fiyat rekabetini sordum. Keskin, “Şikayetler oluyor. Kayıtta yasal ücreti almış gözüküyor ama düşük ücret teklif ederek işi almış. Farkı açıktan geri ödüyor. Çok azdır ama. Yüzde 1 ancak… Bunda müdahale için belge bulmak zor. Şimdiye kadar tek bir legeli şikayet geldi. İlgili kurumlarla paylaştık” dedi.
”Fon büyüklüğü, 30 milyar liraya çıkabilir”
Gayrimenkul, son yılların en hareketli piyasasıydı. Hala da öyle. İşler büyüdükçe sistemde kurumsallaşma adımları da arttı. Büyük gayrimenkul şirketleri GYO’lar kurdu. Halka arzlar oldu. Küçük büyük yatırımcı ev veya ticari gayrimenkul satın almadan, GYO’lara hisse alarak ortak oldu. Bu önemli bir adımdı. Arkasından fonlar devreye girdi. Yatırımcı bu fonlar aracılığı ile istediği ölçekte gayrimenkul yatırımı yapabilir oldu. GYO’lar görece daha büyük bir işlem hacmini ifade ediyorlar. Ancak fonlar henüz küçük. BYY Finans Kurucusu Bekir Yener Yıldırım, sektörün kurumsallaşması, dünya markası çıkarabilmesi, hatta bugünlerde en büyük sorun olarak gözüken konut ve ticari gayrimenkul stokunu eritebilmesi için ‘gayrimenkulün menkul kıymetleştirilmesi’nin çok önemli olduğu görüşünde.
Şu an 4 milyar TL olan gayrimenkul yatırım fonu tutarının 2021 sonunda yüzde 40-50’sinin yabancı olmak üzere 30 milyar TL’ye ulaşabileceğini öngörüyor. Yabancı kaynak girişinde düşüşler olduğu bir dönmede, yabancıya konut satışlarında çok dikkat çekici, yüzde 20 gibi artışlar var. Yabancının bu sektöre ilgisi açık ve sürüyor. İşte tam da bu olanağı değerlendirmek için küresel finans ve fon imkanlarına erişim önem kazanıyor. Esas Gayrimenkul gibi bazı şirketler öteden beri yurt dışında iş yapıyorlar, fonlarla çalışıyorlar. Bazı şirketlerin de yurt dışında fonlarla masada olduklarını belirten Yener Yıldırım’ın şirketi BYY Finans, yatırım fonları, yatırım yapılandırılması ve büyük gayrimenkul portföylerinin yönetimi konularında danışmanlık hizmeti veriyor.
Kaynak: Dünya/İbrahim Ekinci
Proje Bilgi Formu
Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.