DBP eski Eş Başkanı Emine Ayna gözaltına alındı

DBP eski Eş Genel Başkanı Emine Ayna, Diyarbakır’daki evinde gözaltına alındı.

EMİNE AYNA KİMDİR?

Emine Ayna (d. 1 Temmuz 1968, Dicle, Diyarbakır), Zaza politikacı, kapatılan Demokratik Toplum Partisi ve Demokratik Bölgeler Partisi eski eş başkanı. 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan 24. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde BDP’nin desteklediği bağımsız aday olarak Diyarbakır’dan aday olmuş ve seçilmiştir.

Babasının ismi Osman, annesinin ismi ise Günay’dır. Bekardır. Liseden mezun olup Gökkuşağı Kadın Derneği’nin kurucu üyeliğini ve genel başkanlığı görevlerini yaptı. 2007 yılında Türkiye milletvekili seçimlerinde bağımsız aday olarak girdiği Mardin’de %15,57 oy alarak XXIII. dönem Mardin milletvekilliğine seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdi. Milletvekili seçilmeden önce ise Adana şehrinde yaşamaktaydı. Ayna, DTP Parti meclisinde de yer almıştır.

Tokat’ın Kızıldere köyünde Mahir Çayan ile birlikte öldürülen Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu üyesi Ömer Ayna’nın yeğenidir. Kürt kökenli olmakla birlikte Kürtçe bilmemektedir.

Emine Ayna’nın da yerine geldiği Nurettin Demirtaş gibi DTP içinde daha sert ve radikal söylemleri savunan kanadın temsilcisi olduğu iddia edilmiştir.

Nitekim Ayna’nın, PKK’nın ilk silahlı eylemleri olan 1984 Eruh ve Şemdinli Saldırısının yıldönümü olan 15 Ağustos 2008’de Diyarbakır’ın Lice ilçesinde DTP Lice İlçe Örgütü’nün düzenlediği “Hakla dayanışma” etkinliğinde 15 Ağustos 1984’de gerçekleştirilen eylemleri överek katılımcılara “15 Ağustos Zafer Bayramı’nız kutlu olsun” demesi tepkilere sebep oldu.

Ayna, aynı şekilde 2 Aralık 2008’de Muş’un Varto ilçesinde yapılan DTP mitinginde “DTP dışında bir siyasi partiden aday olan Kürt değildir” sözleriyle de gündeme geldi.

Emine Ayna, 30 Ocak 2016’da siyasetten çekildiğini açıklamıştır. Buna sebep olarak 2015-16 Şırnak çatışmalarında bir bodrum katında mahsur kalan yaralı ve cenazeler olduğunu bildirmiş ve konu hakkında “İnsani anlamda hiç kimsenin kabul edemeyeceği şekilde ölüsüne de dirisini de işkence yapan, mezarını da evini de yakıp yıkan bir anlayışla siyasi çözüm gelişebileceğine inanmıyorum” demiştir.