Akkaya, tükenmişlik sendromunun, yoğun çalışma ve stresle açığa çıkabileceğini söyledi.
Ancak bunun sadece fiziksel değil duygusal yüke bağlı olarak da görülebileceğini anlatan Akkaya, “Duygusal yoğunluk, stres, duygusal bir travmaya maruz kalma olabilir. Bu akut, yani o an meydana gelen çok ağır bir travma veya uzun yıllardır süren kronik bir travma olabilir. Kişinin duygusal ve fiziksel enerjisini tüketen bir yaşam olayıyla karşılaşması sonucu tükenmişlik gelişir.” ifadelerini kullandı.
Bu durumda kişinin dinlenmesine, enerjisini toplamasına engel olan durumları ortadan kaldırma yollarının bulunması gerektiğini vurgulayan Akkaya, “Bu tükenmişlik bir depresyona ilerlediyse, o depresyonun tedavisini yapmak lazım. Tükenmişlik sonucu anksiyete bozukluğu belirlenmişse bunların tedavisini düzenlemek lazım. Asıl önemli şey, kişiyi tükenmeye iten nedenleri tespit edip, onlarla baş etmesini sağlamaya çalışmaktır.” diye konuştu.
– “Aileler fazla beklenti içine giriyor”
Ailelerin sınavlardaki beklentilerinin öğrencilerde tükenmişliğe yol açabileceğini bildiren Akkaya, şunları kaydetti:
“Özellikle üniversite ve TEOG sınavlarında aileler, çocuklardan çok fazla beklenti içine giriyor. Bu da çocuğun kendisinden beklentisini yükseltiyor ve tükenmişliği beraberinde getiriyor. Çocuklar lastik gibidir. Çok çekerseniz uzar, çekmeyi bıraktığınız zaman sünerler. O yüzden çok çekmemek lazım. Her çocuğun potansiyeli vardır, onu potansiyeli ve yetenekleri ölçüsünde zorlamak gerekiyor. Türkiye’deki yoğun sınav maratonu çocuklarda tükenmişliğe neden olabilir.”
Akkaya, bu sendromun en belirgin özelliklerinin ise içe kapanma, normalde zevk alınan şeylere karşı ilginin azalması, iştah ve uyku bozuklukları, kilo kaybı, sosyal çevreyle ilişkilerin sınırlanması, huzursuzluk, sinirlilik ve enerjinin gözle görülür şekilde düşmesi olduğunu sözlerine ekledi.
Proje Bilgi Formu
Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.