BM Kadının Statüsü Komisyonu 61. oturumu toplantılarına katılmak için New York’ta bulunan Kaya, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada ,Hollanda’da yaşanan diplomatik skandalı uluslararası kamuoyuna anlattı.
DELEGELERİMİZİ GÖZALTINA ALDI, HÜCRELERE ATTI
Demokrasinin kadın hakları, özgürlük ve temel insanlık değerlerinin garantisi olduğunu vurgulayan Kaya, dünyada eşitlik, özgürlük ve adalet gibi temel değerleri sürdürebilmek için büyük fedakarlıklar yapıldığını ve yapılmaya da devam edildiğini söyledi.
Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz insan haklarını hiçbir zaman müzakere etmedik ve bir araç olarak kullanmadık. Kendisini demokrasinin koruyucusu olarak gören bir AB üyesi olan Hollanda’dan da aynı tutumu sergilemesini bekliyorduk ama 11 Mart’ta Rotterdam’daki Türk Konsolosluğu’nda vatandaşlarımıza referandumu anlatmak için bir araya gelmek istediğimizde polis müdahalesi ile karşı karşıya kaldık. Polis etrafımızı kuşattı. Yedi saat boyunca bizi en temel insani ihtiyaçlarımızdan dahi mahrum ettiler. Hollanda polisi, diplomatlarımızı, delegelerimizi gözaltına alıp, hücrelere koyarak uluslararası hukuku ihlal etti.”
Bakan Kaya, Hollanda, demokrasinin temel değerlerini gözardı ederek, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir kadın bakanına, temsil ettiği ülkenin konsolosluğuna girme izni vermediğini dile getirerek, “İfade, toplanma ve hareket özgürlüğümüz en vahşi, baskıcı ve sert şekilde ihlal edildi. Bu davranış 2017 yılında hala kadın hakları ve özgürlüğü konusunda Avrupa’nın ortasında bile ciddi sorunlar yaşadığımızı ortaya koyuyor.” dedi.
IRKÇI, YABANCI DÜŞMANI TAVIR
Amaçlarının barışa ve adalete hizmet etmek olduğunu ve kardeşlik için orada bulunduklarını ifade eden Kaya, Hollanda’nın tamamen gözardı ettiği temel insanlık değerlerini korumak için orada olduklarını kaydetti.
Kaya, “Hollanda, diplomatik dokunulmazlığı olan kadın bakanın ifade ve hareket özgürlüğünü kısıtlayarak çok sayıda Avrupa ve BM anlaşmalarını ihlal etti. Aracımı kuşatan özel ekibe ateş emri verildi. Beni karşılamak için toplanan vatandaşlarımız polis köpekleri ve atlarla insanlık dışı muameleye maruz kaldı. Ülkem ve tüm kadınlar adına bu ırkçı ve yabancı düşmanı davranışı kınıyorum. Dünya bu korkunç ihlale karşı sessiz kalmamalı. Bu, savaşlar, haksızlıklar ve şiddetten bitkin düşmüşler adına benim çığlığımdır. Bunu duymanızı ve hissetmenizi umuyorum.” diye konuştu.
AVRUPA ADALET DİVANI’NIN BAŞÖRTÜSÜ KARARINI KINIYORUZ
Avrupa Adalet Divanı’nın işyerinde başörtüsü takmanın yasaklanabileceği kararını da değerlendiren Kaya, “Avrupa Adalet Divanı’nın işverenlere, çalışanlarına başörtüsü yasağı uygulama izni verme kararını kınıyoruz. Bu karar aşırılıkçıların elini güçlendirmektedir.” şeklinde konuştu.
Bu yasak kararının şüphesiz ki inancı ile kariyeri arasında seçim yapmak zorunda kalacak olan Müslüman kadınların sosyal hayat ve iş yaşamına aktif şekilde katılımını daha da zorlaştıracağına dikkati çeken Kaya, herkesin din, dil, ırk ve cinsiyet ayrımı gözetmeden insan hak ve özgürlüklerini teşvik etme sorumluluğu olduğunu söyledi.
Hep birlikte özellikle çocuk ve kadınlara yönelik adaletin güçlendirilmesinin altını çizen Kaya, her kadının sosyal ve ekonomik yaşama katılma hakkı olduğunu sözlerine ekledi.
Proje Bilgi Formu
Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.