İmar sorununa AİHM eli değdi. İstanbul- Ankara arasındaki bir çok mahkeme arasında yıllarca gidip gelen ‘arsa davası’ son olarak, Fransa’nın Strasbourg kentinde bulunan AİHM’in önüne geldi. Davaya konu olayın geçmişi ise 1980’li yıllara dayanıyor. Avcılar Parseller semtinde bulunan arsa 8 dönüm kadar. Avcılar İlçesi’nin imar planında, özel mülk olan arsa, okul alanı olarak belirlendi. Plan notlarına da bu şekilde işlendi.
Arsanın o zamanki sahibi M.E.F., bu kararın iptali için 1986 yılında dava açtı. İstanbul 1. İdare Mahkemesi M.E.F.’yi haklı bularak kararı iptal etti. Karar Danıştay onayından da geçti. M.E.F., İdare Mahkemesi’nin kararı sonrası kendisine ait hisseyi 1 Eylül 1989’da Mercan Çalışkan’a sattı. Çalışkan, kesinleşen yargı kararı sonrası Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurarak imar planında ‘okul’ olarak görünen arsa için gereğinin yapılmasını istedi.
Bakanlık, yapılan başvuruyu İstanbul Valiliği’ne yönlendirdi. Valilik de, bakanlıktan gelen talimatın gereğinin yapılması için İstanbul İl Müdürlüğü’ne yazıyı gönderdi. Avcılar Belediye Başkanlığı, valilik aracılığı ile gelen yazı sonrası, imar planında ‘okul yapılacak’ şerhini kaldırdı.
Mercan Çalışkan, bir süre sonra belediyeye bir kez daha başvurdu. Bu kez talebi, ‘arsamda inşaat yapacağım gerekli izinleri verin’ şeklindeydi. Belediye İmar Müdürlüğü, 20 Temmuz 1998 günü Çalışkan’ın talebine yazılı yanıt verdi. Gelen yanıtta bu kez, daha önce ‘okul yapılacak’ şerhi konulan yerde ‘park yapılacak’ denildi.
Çalışkan, belediyeden, uzun sürecek bir yargı süreci başlatmadan önce, ‘Madem öyle bana kamulaştırma bedelini verin’ talebinde bulundu. Ancak aldığı yanıt yine olumsuz oldu. Gerekçe ‘Henüz fiilen orada bir işlem yapmış değiliz. Ancak planımız da park yapmak var. Bu nedenle bu aşamada size kamulaştırma bedeli veremeyiz’ oldu.
Çalışkan, avukatı İmam Bazan aracılığı ile Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurdu. Aralık 2005’te açılan davada Çalışkan’ın talebi, ‘Bu arsa belediye adına tescil edilsin. Benim de param ödensin’ yönünde oldu. Mahkeme bir yıl sonra kararını verdi. Mahkeme kararında ‘Her ne kadar fiili el atma yoksa da, mal sahibi mülkünden yararlanamıyor. Belediye, arsa bedelini mal sahibine ödesin’ denildi.
Davalı belediye bu kararı Yargıtay’a taşıdı. Dosyaya bakan Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararı bozdu. Daire, bozma gerekçesini ‘Burada fiili el atma yok. Dolayısı ile yerel mahkemenin kararı yerinde değil” şeklinde oluşturdu. Yerel mahkemenin de Yargıtay’ın kararına uyması ile birlikte Çalışkan’ın iç hukukta gidebileceği tüm yollar tükenmiş oldu.
Çalışkan bu kez avukatı aracılığı ile dosyayı AİHM’ye taşıdı. AİHM başvurusunun temelini ‘mülkiyet hakkı’ oluşturdu. Başvuruda, arsa bedeli ödenmediği gibi, mal sahibinin mülkünü 30 yıldır değerlendiremediğine de işaret edildi. Dosyaya bakan İkinci Daire, başvuruyu kabul edilebilir buldu. Daire, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini belirterek, Hükümet’ten savunma istedi.
Dosyaya bakan avukat İmam Bazan, Türkiye’de benzer durumda olan on binlerce kişi ve firmanın olduğuna işaret etti. Av. Bazan “AHİM vermiş olduğu bu kararla, belediyeler ve kamu kuruluşları, her hangi bir kamulaştırma kararı almadan ve bedelini ödemeden yalnızca imar planlarına ‘park alanı’, ‘ okul alanı’, ‘yeşil alan’ gibi notlar düşerek yıllarca tasarruf hakkını ortadan kaldırmanın önüne geçiyor. AHİM'in bu kararı, benzer durumdaki binlerce vatandaş için de emsal niteliği taşıyor. Çünkü idare, bugüne kadar taşınmaza fiilen el atmadan yalnızca imar planında belirtilen benzer not ile vatandaşın arsası üzerinde tasarruf hakkını yıllarca sınırlandırıyor, Yüksek Mahkeme, fiili durumu ‘mülkiyet hakkının ihlali’ olarak yorumlamış olması nedeniyle idare artık kamulaştırma kararı olmadan vatandaşın arsası üzerindeki tasarruf hakkını kısıtlayamayacaktır” şeklinde konuştu.
Proje Bilgi Formu
Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.