Habertürk Gazetesi yazarı Fatih Altaylı, dün kaleme aldığı köşe yazısında, İstanbul’un kuzeyine, Tayakadın köyü civarına yapılması planlanan 3’üncü Havalimanı projesinin zemininin tamamen balçıkla kaplı olması nedeniyle yerinin değiştirilebileceğini ya da iptal edilebileceğini ileri sürdü.
İşte o yazı
Projenin herhangi bir jeolojik etüd yapılmadan ihale edildiğini, ihaleye girenlerin ise hiçbir şekilde araştırma yapmadan işi aldıklarını ifade eden Altaylı, yazısında şu ifadelere yer verdi: “Dün 3’üncü havalimanı inşaatının bir türlü başlamamasıyla ilgili olarak “Gerçekti, hayal mi oldu?” başlığıyla yazıp “Ne oluyor bu havalimanı, yapılamayacak mı?” diye sorunca Ankara’dan bir eski dost aradı. Geçmişte de DHMİ ile ilgili çok önemli bilgiler veren bu “eskimeyen kaynak” yine ilginç şeyler anlattı. Sabah sabah telefonda peş peşe rakamlar sıralamaya başlayınca beynim döndü. “Şunları mail atsana” demek zorunda kaldım. “Yeni Türkiye”de herkese sinen korku ona da sinmiş olmalı ki, “Mail atmayayım. Ne olur ne olmaz. Sana mesaj atacağım. Tanımadığın bir numaradan gelecek, şaşırma. Kendi telefonumdan da atamam” dedi. 15 dakika sonra veriler elimdeydi. Olayın tam kalbinde bulunan kaynağımın 3’üncü havalimanı inşaatıyla ilgili verdiği bilgiler şöyle: “3’üncü havalimanı, pistler ve terminal alanı; DHMİ hiçbir çalışma yapmadan, projesi olmadan, jeolojik etütleri yapılmadan ihale edildi. İhaleyi alanlar bu konularda hiçbir soru sormadan ve inceleme yapmadan bu işe atladılar. Zorluklarla şu anda yeni yeni karşılaşmaya başladılar ve çok açık söyleyeyim işi yapmaya hiç de gönüllü değiller. Aslında gördükleri zorluk daha hiçbir şey, asıl bundan sonra görecekleri var ve onlar da tahmin ediyorlardır diye düşünüyorum, çünkü hepsi müteahhit. Altı tamamıyla balçık olan bir zeminle daha yeni yeni karşılaşıyorlar ve bu zeminde 1 milyar metreküp dolgu yapacaklar. Aslında dolgu miktarı 1,8 milyar metreküp idi. Kotları 30 metre aşağıya çekerek 800 milyon metreküp avantaj sağladılar, ama 1 milyar metreküp de halen korkunç yüksek bir miktar. Ayda 40 milyon metreküp kazı ve dolgu yapmaları lazım ki, 2 senede sadece toprak işleri bitsin ve inşaata, beton işlerine başlayabilsinler. Miktarın büyüklüğünü anlaman için örnek vermek gerekirse, Atatürk Barajı’ndaki tüm dolgu miktarı 84,3 milyon metreküptür. Yani her 2 ayda bir, bir tane Atatürk Barajı yapmaları gerekiyor. Bu firmalar tecrübeli firmalar, bunu gördüler ve hatta havalimanının yerinin değişmesi için lobi yapmaya bile başladılar. Aslında bu müteahhit grubu havalimanı değil, çok büyük, hatta muazzam bir hafriyat ihalesi aldı. Krediyi devlet bankalarından alacaklar. Hafriyatı yaparlar, 1,5 milyona yakın ağacı keser, bir o kadarını da taşıyabilirlerse taşırlar, sonra da işi ve kredi borcunu bize yani devlete bırakır giderler. Daha acayip şeyler de var. Mesela sorun bakalım DHMİ Genel Müdürü’ne, temel atma töreni yapıldı ama acaba yer teslimi yapıldı mı? Kredi bulma süreleri doldu mu? DHMİ’nin sözleşmeyi fesih hakkı doğdu mu? Doğduysa DHMİ’de bu ihaleyi feshedebilecek babayiğit var mı? Siz ‘İnşaat yok’ demişsiniz. Proje olmadan inşaat olur mu? Sorun bakalım DHMİ tarafından tasdik edilmiş herhangi bir proje var mı? Bırakın tasdik edilmeyi çizilmiş bir proje var mı? Bu büyük tesisin kontrollük teşkilatı hangi firma? Bu kadar büyük bir projenin onaylarını yapacak, kalitesini şartnamede kontrol edecek bir kontrolör firmayla anlaşıldı mı? 30 metre düşürülen kotun maliyeti Hazine’ye aktarılacakmış! Biz yıllardır bu devletin içindeyiz. Kim yapacak bu hesabı da para Hazine’ye aktarılacak! Bölgenin rüzgâr testleri yapılmadan yer belirlendi. Bir süredir rüzgâr ölçümleri yapılıyor. Göstermelik bir plan vardı ya, o plana göre yapılacak olsa pistler sürekli yan rüzgâr alacak. Hem de Karadeniz’den kuvvetli rüzgâr. Bir de hava sahası meselesi var. Bu havalimanının Bulgar hava sahasına mesafesini ölçün. İnecek uçaklar sürekli Bulgar hava sahasını kullanacak. Yaklaşmalar da, beklemeler de hep Bulgar hava sahasında olacak. Buraya dedikleri gibi 100 milyon yolcu gelecekse bunları taşıyan uçakların Bulgaristan’a ödeyeceği para Bulgarları zengin eder. Bulgarlar, DHMİ’den çok ciddi para istiyorlar.” Yüzyılın en büyük projesinde durum bu. Pek yakında yeri değişirse kimse şaşırmasın. O da “yeni ihale” demek aslında. Ama “yeni Türkiye”de bunu kim ister bilemiyorum.”
DHMİ Genel Müdürü’nden açıklama!
Altaylı, bugün kaleme aldığı yazısının ikinci bölümünde ise, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Orhan Birdal’ın konuyla ilgili açıklamalarına yer verdi. Altaylı’nın bugünkü yazısında kullandığı ifadeler ise şöyle: “Yeni Türkiye’de pek olmayan bir şey oldu dün. Yıllardan beri ilk kez, gündeme getirdiğim bazı iddialarla ilgili olarak bir kamu görevlisi, bir genel müdür aradı ve “yanıt” verdi. Hem de son derece kibar, son derece açıklayıcı bir biçimde. Yemin ederim çok şaşırdım. Arayan DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal’dı. 3. havalimanıyla ilgili yazdıklarıma yanıt vermek ve durumu anlatmak üzere, hem de yurtdışından aramış. Birdal’ın iddialara yönelik verdiği yanıtlar şöyle: “- Araziyle ilgili bir çalışma yapılmadığı iddiası doğru değil. Proje, altyapıyla ilgili genel müdürlüğümüz tarafından görülmeden başlatılamazdı. – Arazinin çok zor bir arazi olduğu doğru. İhaleye katılan herkes arazinin bataklık, maden çıkarma çalışmaları sırasında delik deşik olmuş, çopur bir arazi olduğunu bilerek katıldı. Sonradan ortaya çıkmış bir sürpriz değil. – Arazi teslimi yapılmadığı doğrudur. Yer teslimi yapmak için sondaj ve zemin etütlerinin tamamlanması gerekiyor. Şu anda bunlar büyük bir süratle yapılıyor. Danışman firmalar bu etütleri yapıyorlar. Arazi teslimi bundan sonra yapılacak. – Bölgede hak sahibi olanlara, maden ocaklarına kamulaştırma bedelleri ödendi. Bunların bazılarının bölgede bıraktığı çıkarılmış madenler var, onları alıp gidecekler. – ‘Bir hareket görmedim’ demişsiniz. Doğrudur. Büyük bir hareketlilik yok. Sadece arazi etüdü için sondajlar yapılıyor şu anda. Asıl hareketlilik bu çalışmalar bitince başlayacak. – Rüzgâr ölçümleri yıllardır yapılıyor. O akstaki rüzgârı zaten biliyoruz. 5 pist o nedenle kuzey-güney aksında olacak. Tek bir pist doğu-batı yönünde. O da gidecek uçaklar için yedek pist gibi bizim talebimizle projeye konuldu. – Sadece Bulgaristan değil, Romanya ve hatta Yunan hava sahalarını kullanacağımız doğrudur. Şu anda da kullanıyoruz. Şu anda da buradan geçişler için para ödeniyor. Trafik artarsa, ki beklentimiz o yönde, ödenen para da artar. Biz de Ukrayna hava sahası kullanılamadığından bir süredir trafik bizden geçtiği için para kazanıyoruz. – 3. havalimanının yerinin değişmesi söz konusu bile olamaz. İhale şu andaki yer için yapıldı, herhangi bir yere bir havalimanı yapılması için değil. Şartlar buraya yapılacak bir havalimanı için oluşturuldu. Havalimanının yerinin değişmesi demek, ihalenin de yenilenmesi demek. Eğer yer değişirse herkese açık yeni bir ihale yapmak gerekir. Yer değişikliği talepleri bizim için geçerli değildir.”
Şimdi ne olacak?
Bu tartışmalardan sonra, daha önce Silivri civarına yapılacağı konuşulan fakat daha sonra İstanbul’un kuzey bölgesine kaydırılan, proje aşamasından bugüne kadar birçok protesto ve tartışmalara konu olan 3’üncü havalimanının ne olacağı, yapılıp yapılmayacağı, yerinin değişip değişmeyeceği merak konusu oldu.
Proje Bilgi Formu
Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.