Kentsel dönüşüm yasasıyla Türkiye çapında yenilenecek konutlar hakkında konuşan İNDER Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım; “Bunların 5 milyonu 2000’den sonra yapılmış. Kalan 14 milyon konut incelenmeli. Bunun da yaklaşık 6 milyonunun büyük risk altında olduğu düşünülüyor” ifadelerini kullandı.
Durbakayım sözlerine şöyle devam etti; “İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Dairesi’ne göre İstanbul’da 150 bin bina risk altında. Olası bir afette bunların 140 bininin ağır hasar alabileceğine dikkat çekiliyor. Proje bütünlüğü sağlamak için 150 bin binanın yanı sıra 100 bin binanın daha yıkılması öngörülüyor.”
Kentsel Dönüşüm Yasası’nın çıkmasıyla birlikte birçok merkezi bölgedeki eski bina ve apartmanların yenilenmesi için çalışmaların başladığını ve bu noktaya kadar her şeyin güzel olduğunu belirten Durbakayım; “İstihdam artacak, ekonomi canlanacak ve hepsinden önemlisi insanlar deprem riski taşımayan konutlarda oturacak diye düşünebiliriz. Ancak bu çalışmalar konut yapım işini profesyonelce sürdüren firmalar tarafından yapıldığı zaman bu düşüncelerde olacağım. Bu çalışmalar sıkı bir denetim altına alınmazsa ortaya 1970'lerde olduğu gibi bir sürü müteahhit çıkacaktır. Bu durum, sektör açısından büyük bir tehlikedir. Kentsel dönüşümle beraber 1970'lerdeki inşaatçı müteahhit furyasını tekrar yaşamamak gerekir” açıklamalarını yaptı.
1999 depreminin hem büyüklüğü hem de yarattığı tahribat ile deprem gerçeğini gözler önüne serdiğini aktaran Durbakayım, riskli bir yapılaşmanın bir an önce düzeltilmesi gerektiğini söyledi: “Her ne kadar kendi yaptığı binaya riskli raporu alarak kentsel dönüşümü suistimal edenler olsa da; yenileme maliyetini karşılamak için kamunun sağladığı emsal artışına tamah etmeyenler çıksa da; plan tadilatlarını toplum ve kamu yararının dışına taşıranlar olsa da kentsel dönüşümün başarıya ulaşacağına inanıyoruz. Yeter ki; insanların zihinlerindeki soru işaretleri yaratmadan plan tadilatları yapılsın; imar hakları mantıklı ve makul oranda arttırılsın.”
‘Kat karşılığı yenileme’ şeklinde adlandırılan finansman modelinin, mevcut imar hakkı nedeniyle kullanılamadığını vurgulayan Durbakayım “Özellikle binanın inşasından sonra yol genişletilmesi için yapılmış kesintiler, imar mevzuatındaki komşu mesafeleri gibi konularda yapılmış değişiklikler, yeni yapılacak binaların mevcut büyüklüğünden de daha küçük yapılabilmesine yol açmaktadır. Kısaca, günümüz koşullarında, ortak mahallerin ve bina donatı alanlarının yapılabilmesi için parsel büyüklüğü ve şekli yeterli olmamaktadır. Bu bölgelerde arsaların birleştirilerek daha büyük parseller elde edilmesi, bu parsellere ulaştıkları büyüklüklere göre yüzde 10 – yüzde 30 gibi emsal fazlalığı vererek özendirilmeli. Yapı adası oluştuğu takdirde, emsal kat sayısı ne olursa olsun 0,50 emsal fazlalığı vererek teşvik edilmeli. Bu şekilde büyüyen parsellerde otopark vs gibi donatı alanlarının yer altına inmesi, birkaç bina yerine bir bina yapılabileceğinden ortak alanların daha rasyonel kullanılması, yapılacak inşaatın daha donanımlı firmalar tarafından yapılmasına olanak sağlanacağı gibi bir sürü fayda sağlanacaktır. Bu çözümler, deprem riski taşıyan binaların yıkılıp yapılması için gerekli katma değeri kendi içinden sağlayacaktır” dedi.
Ekonomik büyüklük 40 milyar liraya ulaşacak
Durbakayım, kentsel dönüşüm çalışmalarıyla birlikte teknik ve mühendislik hizmetleri açısından donanımlı, enerji ve su tasarruflu, yeşil yapılar inşa edileceğini, gerçekleştirilecek her yeni proje ile çarpık yapılaşmanın olduğu eski bölgelerin yerinde bir bütünlük sağlanmış, birbirini tamamlayan doğayla barışık, İstanbul’un siluetini bozmayan binalar yükseleceğini aktardı.
Kentsel dönüşüm sonuçları hakkında net konuşulacak bir duruma henüz gelmediklerini ancak ilk ve en önemli pilot uygulama olarak Fikirtepe’yi gösterebileceklerinin altını çizen Durbakayım; “Modern şehircilik ilkelerine göre inşa edilecek Fikirtepe yatırımcılar için de önemli fırsatlar sunuyor. Her kentsel dönüşüm ekonomiye yeni katkıların ortaya çıkması demektir. Mesela sadece Fikirtepe’deki dönüşüm Türk ekonomisine çok büyük bir katkı sağlayacaktır. Yaklaşık 34.000.000 metrekare büyüklüğündeki Kadıköy’ün yüzde dört büyüklüğüne sahip Fikirtepe (1.340.000 metrekare) sil baştan yeniden inşa edilecek. 5 yılda tamamlanması öngörülen bu önemli dönüşüm ile birlikte yaklaşık 30 milyar liralık bir ekonomik büyüklük ortaya çıkmasını öngörüyoruz.
Projelerde çalışacak insanların istihdamı, inşaat yan sanayindeki canlanmayla birlikte bölgedeki ekonomik büyüklüğün 40 milyar liraya kadar yükselmesini bekliyoruz” diye konuştu.
İstanbul’da dönüşmesi gereken alanları sorduğumuz Durbakayım; “Bayrampaşa, Fikirtepe, Beşiktaş ve Topkapı.. Diğer taraftan Ankara’da Keçiören, Pursaklar, Gölbaşı ve İncek; Konya’da Meram; Şanlıurfa’da Yeşildirek; İzmir’de Basmane, Buca; Bursa’da ise Nilüfer gibi ilçeleri sayabiliriz” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Proje Bilgi Formu
Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.