17. GYODER Gayrimenkul Zirvesi 25 Ekim’de Zorlu PSM’de gerçekleşti

GYODER akıllı ve vicdanlı şehirler için 4T stratejisi ile sektörün tecrübesini erişilebilir konuta yansıtacak

Sektörden pek çok aktörün ve kurumun destekçisi olduğu, her yıl farklı bir temada düzenlenen 17. GYODER Gayrimenkul Zirvesi, bu yıl “Rota Yeniden Oluşturuluyor” mottosuyla 25 Ekim 2022’de Zorlu PSM’de gerçekleşti. Zirvede sektörün gündemine dair çok sayıda farklı konu başlığı ele alınırken, GYODER’in temeli 4 T’ye dayanan erişilebilir konut modelinin detayları da açıklandı.

Türkiye’nin Gayrimenkul Platformu GYODER tarafından 17.si gerçekleştirilen Gayrimenkul Zirvesi, 25 Ekim’de Zorlu PSM’de gerçekleşti. Sunuculuğunu Jülide Ateş’in yaptığı zirvede GYODER, ana vizyonu olan 4T prensibi ile; Teknoloji, Tasarım, Tabiat, Toplum konularında bugüne kadar yapılan ve hazırlanan plan, görüş ve yol haritaları tüm sektör paydaşlarına aktarıldı. Sektörün rotasına yeni bir yön çizilen zirvede toplam 8 panel düzenlendi.

Açılış konuşmasını “4T’nin Gücü ile Yeni Rota Oluşturuluyor” temasıyla yapan GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, “Bugün ülkemiz ve sektörümüz adına çok önemli bir gün. Biz burada Türkiye’de Gayrimenkul Sektörünün geleceğine yön verecek olan bir günü yaşarken, sektörümüzün sağladığı en insani hizmet olan barınma ihtiyacına yönelik olarak da Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesinin temel atma törenini gerçekleştirdi. Biz de GYODER erişilebilir konut modelimiz ile bu projeye katkı sağlamayı hedefliyoruz. Ana vizyonumuzu oluşturan 4T prensibimiz kapsamında; teknoloji, tasarım, tabiat ve toplum ile uyumlu kültürümüzün zenginliklerinden beslenen, çağdaş şehircilik unsurlarının oluşmasına katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Uluslararası çalışmalarımız kapsamında GYODER olarak iki önemli anlaşma imzaladık. ABD’nin en büyük sektörel derneklerinden olan ve 50 bin gayrimenkul profesyonelini temsil eden Miami Association of Realtors (Miami Gayrimenkul Derneği) iş birliğimiz ile yurtdışına açılım hedefimiz doğrultusunda önemli bir adım attık. Ayrıca İngiltere’nin önde gelen şirketleri ve başarılı girişimcilerini bir araya getiren, girişimci faaliyetleri teşvik etmek üzere çalışmalar yürüten The Institute of Directors (IoD) ile de bir anlaşma imzaladık. Her iki dernekle de yapılan iş birliği anlaşması, Türkiye’nin sektörel olarak yeni pazarlarda etkin olmasını sağlarken, ülkemizdeki fırsatlar için de birlikte çalışma olanağı yaratacak.

Bununla beraber geçtiğimiz dönemde sosyal fayda oluşturmak adına bazı projelere de imza attık; Marmara Üniversitesi iş birliği ile Göztepe kampüsündeki Bankacılık ve Sigortacılık Yüksekokulu binasını kız öğrenci yurduna dönüştürdük. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Ana Bilim Dalı mezunlarına ise GYODER üyelerimizde bir yıl çalışma fırsatı sunuyoruz. GYODER olarak rotayı yeniden oluştururken, dünyadaki tüm canlıların en büyük ihtiyacının “barınma” olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Dünyada yaşanabilir kentler listesine neden ülkemizden bir şehri sokmayalım? Bunun için gereken insan kaynağı, teknik donanım ve bilgi birikimine sahibiz. GYODER olarak biz bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız, sektör paydaşlarımız olarak siz de var mısınız?” dedi.

20 sene sonra malzeme devrimi yaşanacak
Zirvenin ilk paneli PwC Türkiye Ortağı Ersun Bayraktaroğlu moderatörlüğünde, “Yeni Rota ve Gelecek” olurken; konuşmacıları ise; Konda Araştırma Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Ağırdır, İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin, İstinye Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Bölüm Başkanı & Dekanı Prof. Dr. A. Uğur Tanyeli oldu.

Ağırdır “20 yıl sonra nereye gideceğimize bakmalı ve ona göre hareket etmeliyiz. Çünkü bir çağ değişimi yaşanıyor. Bir değişim teknolojide, bir değişim de zihnimiz ve iş yapış şekillerimizde. Hayat değişiyor, evin tanımı değişiyor, mahalle kavramı bitiyor, komşuluk kalmıyor. Zaman ve mekandan bağımsız iletişim kurma var artık. Yerkürenin ritmi değişiyor. 20-30 yıl içerisinde gayrimenkul sektörünü değiştirecek malzeme devrimi olacak. Tuğla, çimento yerine okyanusun içindeki midyeler kullanılacak belki. 50 yaş üstü artıyor, tek başına yaşamlar artıyor, evlilik için en erken yaş 28 oldu. 4T çok değerli ve önemli. Rotayı yaparken ister bugüne ister 20 sene sonrasına bakalım, insana değer verilmedikçe hiçbir adım sağlam olmaz.” dedi.

En büyük sıkıntı maliyetler ama bu süreç de geçecek
Panelistlerden Prof. Dr. Emre Alkin “Bugün gayrimenkul sektörü için çok önemli bir gün. Yepyeni bir dünya yaşamaya hazırlanıyoruz. 2016 yılında 5 yaşından küçük nüfusla 65 yaş arasındaki nüfus tartışmasız bir şekilde küçük nüfusu geçti. Giderek yaşlanıyoruz. Gayrimenkul sektöründe İstanbul nerede? İstanbul fiyat artışlarında en hızlı il olurken, Avrupa standartlarında ise sondan ikinci durumda ve Moskova ardımızdan geliyor. Dünyadaki bütün sermaye piyasası aktörleri bir araya gelse bile gayrimenkul sektörünü geçemez. Yabancıya satılan konut sayısı da azımsanmayacak kadar fazla. Maliyetler inanılmaz derecede yüksek. Hazırlanan bir projenin maliyeti bir anda dört katına çıkabiliyor. Ancak bu devir de geçecek.” şeklinde konuştu.

Konutu ekonomize ettik ve başarılıyız
Diğer panelist Prof. Dr. A. Uğur Tanyeli ise konuşmasında; “Konutta bugünkü noktada bir tıkanma var. Konutu sadece ekonomik bir gerçeklik olarak görüyoruz. Dünyada da bu böyle. Mimari bir tıkanma yaşıyoruz. Piyasa koşullarına tabi olmaya başladık. Deneysel konut çalışmaları yapılmalı. Gelir grupları için konutlar bir yaşam alanıdır, protezdir. Artık bu özelliği maalesef görmüyoruz. Konutu düşünmek istemiyoruz. Konutu yatırım olarak görüyoruz. Gerçekleri görmek başka bir şey, bu gerçeklerin uzantılarını görebilmek başka bir şey. Dünyayı sadece kirletmiyoruz, konutlarla da kirletiyoruz.” sözleriyle paneli tamamladı.

Zirveye video konferansla katılan New York Belediye Başkanı Eric Adams ise; “Tıpkı New York gibi, Türkiye de birçok kültürün yollarının kesiştiği ve iş hayatının dinamik olduğu bir yer. New York’un beş bölgesinin, Türklerin de dahil olduğu birçok diaspora topluluğuna ev sahipliği yapması ya da Türkiye’nin en büyük şirketlerinin de içinde bulunduğu birçok uluslararası işletmenin şehrimizde ofislerinin olması tesadüf değil. Birlikte, bu küresel ekonomik toparlanma yolculuğuna çıkarken, sizin ortaklığınıza ihtiyaç duyuyoruz. Amerika’nın en büyük Türk topluluklarından birine ev sahipliği yapan şehrin başkanı olmaktan ve gayrimenkul de dahil birçok iş alanının merkezi olan bu şehri yönetmekten gurur duyuyorum.” şeklinde konuştu.
Beşinci T olarak Türkiye diyoruz
Zirvenin ikinci paneli “Yeni Dünyanın Şifresi: 4T” olurken, zirvenin moderatörlüğünü ise; GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Neşecan Çekici üstlendi. Çekici, “Tarihsel ve kültürel olarak T sihirli ve değerli bir harf. 4T formülüyle Teknoloji, Tasarım, Tabiat ve Toplum diyoruz. Teknolojinin olmadığı bir gelecek de yok sektör de yok. Tasarım aslında yaşam stili inşa etme işi. Günün sonunda her şey toplum için. Beşinci T’ye de varmak istiyoruz ve “Türkiye” diyoruz. Dünyada her şey değişiyor, değişmeyen tek şey değişim. Gelecek baş döndürücü. Gelecekteki bilinmezliğin üzerine yürüyeceğiz.” diyerek panelin açılışını gerçekleştirdi.

Panelin konuşmacılarından Fark Labs Kurucusu Ahu Büyükkuşoğlu Serter “Dönüşüm için çeşitlilik gerekli. Türk kadının potansiyeli çok yüksek. Kadınların ihtiyaçlarına da kulak vermek istedik ve Arya GYO’yu kurduk. Kadın girişimlere 10 milyon dolarlık bütçeyle destek olacağız.” dedi.

Isıtma ve soğutmada yapılan her hata enerji kaybına yol açıyor
Systemair Türkiye Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayça Eroğlu ise panelde, “İnsanın en önemli hakkı nefes alabilmek. İklimlendirme sektörü hayatın artık her alanında yerini alıyor. Isıtma ve soğutmada yapılan her hata enerji kaybına yol açıyor. İklimlendirme sektörü tüm dünyada 200 milyar dolarlık bir sektör. Türkiye’de de hızla büyüyor. İklimlendirme nefes alan binalar için çok önemli.” şeklinde konuştu.

Panelist Tabanlıoğlu Mimarlık Kurucu Ortağı Murat Tabanlıoğlu ise “Konu sadece ‘teknoloji’ değil, fikirlerin değişmesi. Önemli olan konutun kaç oda/salon olması değil nasıl olacağı. Kişisel olarak yerli malzemelerle bina yapmayı tercih ediyorum. Örneğin, AKM’nin de yüzde 80’ini yerel malzemeler kullanarak yaptık.” dedi.

Karbon salınımının ¼’ünü gayrimenkul sektörü salıyor
Panelin son panelisti MESA Holding CEO & MESA Mesken Yönetim Kurulu Başkanı Mert Boysanoğlu da “Teknoloji, Tasarım, Tabiat ve Toplum diyoruz. 4T ile sürdürülebilirlik sağlamak mümkün. Ama öncelikle eğitim şart. Tabiat en ağır basan T benim için. Tabiat olmadan toplum olması mümkün değil. Dünyada 35 milyar ton karbon salınımı yapılıyor. Bunun ¼’ünü gayrimenkul sektörü salıyor. MESA konutları için sıfır karbon ayak izi hedefimiz var.” diyerek sözlerini tamamladı.

Ünlü firmaların üretim merkezleri Türkiye’ye kaymaya başladı
Gün boyu devam eden zirvenin üçüncü paneli ise; “Yeni Rotada Tam Yol: Lojistik” oldu. Moderatörlüğünü GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sertaç Karaağaoğlu yaptı. Karaağaoğlu, “Dünyada tedarik zincirinde bir bozulma yaşanıyor. Artan taleple birlikte Türkiye’nin de önemi artıyor. Ünlü firmaların üretim merkezleri Türkiye’ye kaymaya başladı.” diyerek sözü diğer konuşmacılara bıraktı. JLL Ofis Kiralama ve Lojistik Departmanı Kıdemli Direktörü Mehmet Mahir Mermer, “Lojistik, hem dünyada hem de Türkiye’de en önemli kavramlardan biri oldu. Çoğu yabancı şirket üretimini başka ülkelere kaydırmaya çalışıyor çünkü maliyetler çok yüksek. Bu da Türkiye için bir fırsat. Ancak yeteri kadar arsamız, depomuz yok. Lojistikte çok büyük bir arz talebi var. Yüzde 3’lük bir boşluk var depolar için. Bu durum da rakamları çok hızla artırıyor. Lojistik arsaları için acil çözümler öğretilmesi gerekiyor.” dedi.

Arsa üretimi çok kritik
Panelde yer alan Lojistik Derneği (LODER) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş, “Lojistik 7 faaliyet alanına dayanıyor. Lojistiğin rahat çalışması için tedarik zinciri çok önemli. Tedarik zinciri gözüyle bakmamız lazım. Bizim Avrupa’ya çıkışımız bile şu an sorunlu, bunların da düzelmesi gerekir. Lojistik merkezi ve köyü gibi kavramları da hayata geçirmemiz lazım. Öncelikli yerler İstanbul, İzmir, Kocaeli, Ankara, Bursa ve Antalya. Buralarda aktarma merkezleri oluşturulmalı.” dedi.

Lojistik gayrimenkul henüz dengesini bulamadı
Panelist CEVA Lojistik Başkan Yardımcısı Murat Karadağ ise “Bundan önceki yıllarda lojistik tesislere olan arz ve talep dengedeydi. Şu anda böyle değil. Farklı nedenlerden dolayı talep var ancak tesis yok. Lojistik gayrimenkul henüz dengesini bulamadığı için talep az. Önce arazi üretilmesi lazım. Türkiye’nin dar boğazı görerek araziden inşaata dönme verimliliğinde izinler artırılabilir. Arsa yatırımları için İstanbul, Eskişehir ve Ankara öne çıkıyor.” şeklinde konuştu.

Sektörler üniversiteler ile güçlerini birleştirmeli
Zirvede detayları açıklanan iki projeden ilki; Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz ve GYODER PropTech komitesi Başkanı Dr. Mehmet Sakin’in anlatımıyla GYODER Start Up House & PropTech Hub projesi oldu. Projeyi anlatan YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz “GYODER’e çok teşekkür ediyorum. YTÜ Teknopark özelinde muhteşem bir iş yaptık. Üniversitelerin derinliğiyle gayrimenkul sektörünü buluşturan derin bir proje oldu. Üniversitelerin içerisinde olmadığı bir projenin büyümesi mümkün değil. Genç beyinlerin olmadığı bir sektörün gelişmesi mümkün değil. Teknopark modeli de bunu en iyi başaran modellerimizden biri. Türkiye’nin en büyük dikeylerinden biri olarak PropTech Hub’ı kurduk. Sektörler üniversiteler ile güçlerini birleştirirse büyümesi kaçınılmaz. PropTech Hub ile de muhteşem bir derinliğe ulaşacağız.” şeklinde konuşurken;

GYODER PropTech komitesi Başkanı Dr. Mehmet Sakin ise “Bir yıldır üzerinde çalıştığımız bir proje oldu. PropTech’in artık Türkiye’de de GYODER çatısı altında olması gerekiyordu. 1 yıl sonra PropTech Hub’ın içerisinde yer alan startupların başarılarını anlatacağız. Komite olarak çok büyük bir emek harcadık. Yönetim olarak da herkes destekledi. Gelecek sene çok farklı noktalarda olacağız. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz.” dedi.

Türkiye Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan çok önemli bir köprü
Öğle yemeğinin ardından gerçekleşen dördüncü panel ise; “Küresel Yatırımlar” oldu. Panelin moderatörlüğünü ALKAŞ Başkanı Avi Alkaş yaparken, panelde söz alan Vonovia CEO Rolf Buch, “İnsanlar artık şehirlere göç ediyorlar. Türkiye’de aynı tecrübe yaşanıyor. Orta gelirliler için yeterli konutlar sunmanız gerekiyor. Şu an yapmamız gereken şeylerden biri de üst, orta ve alt gelir grupları için konutlar üretebilmek. Ülkelerin sosyal yaklaşımı ile ilgili bir süreç bu. 70’li yıllarda şehirler içinde şehirler inşa ederek bu hatayı yaptık. Geçmişte aldığımız yanlış kararlardan dolayı Almanya’da Türkiye’deki gibi güçlü inşaat firmaları kalmadı. İkinci konu ise; Almanya’da ki emisyonların yüzde 40’ı gayrimenkul sektöründen kaynaklanıyor. Bu emisyonu azaltmak için çok büyük bir baskı yaşıyoruz. Bu durum çok büyük bir maliyet gerektiriyor.” şeklinde açıklamalar yaparken, panelin diğer konuşmacılarından Emaar Properties Yönetim Kurulu Başkanı Jamal Bin Theniyah da “Emaar Properties günümüzün en büyük geliştiricilerinden biri. Türkiye çok büyük bir ekonomi. İstanbul ise Güney, Kuzey, Doğu ve Batı’nın birleştiği bir merkez. Eskiden Asya ve Avrupa’nın birbirine bağlanması sorunluydu ama şu an her yerde THY’yi görüyorum. Biz de daha fazla bir şekilde yatırım imkanlarını görmek istiyoruz. Dubai’de önemli inşalar gerçekleştirdik, yeni bir medeniyet oluşturduk. Pandemiden sonra ikonik binalar inşa ettik. İstanbul bizim son yatırım yaptığımız yerlerden biri. Müşteriyi memnun edecek şekilde görevimizi Türkiye’de de yerine getirdik.” dedi.

Türkiye bizim için güzel bir keşif oldu
Bu panelin son konuşmacısı olan Gaw Capital Partners Başkan ve Genel Müdürü Goodwin Gaw da, “Türkiye bizim için çok önemli. Türkiye Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlıyor. İstanbul çok büyük bir köprü. Umuyoruz ki bu ortaklığımız bize güzel bir yol sunacak. Türkiye gerçekten insanlara kucak açan bir ülke. Türkiye bizim için güzel bir keşif oldu. Türkiye buna açık olursa yatırımlarımız Türkiye’de daha da artacak.” diyerek sözlerini bitirdi.

Zirvenin beşinci panelinin konusu ise, GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tuğra Gönden’in moderatörlüğünde “Gayrimenkulün Teknoloji ve Gelişim Rotası: Proptech ve Veri Merkezleri” olarak gerçekleşti. Gönden, “Teknolojinin çok farklı sektörlerle buluşma noktaları var. Veri merkezleri bugün hayatımızın altyapısını oluşturan yapılar. Çok hızlı gelişmesine rağmen payı hala küçük.Toplam yatırım amaçlı veri merkezleri 300 milyar dolar olsa dahi ABD pazarının yüzde 2’sine denk geliyor.” dedi.

Veri çok önemli ve hassas bir konu
Panelde konuşan ENDEKSA Kurucu ve Genel Müdürü Görkem Öğüt “Endeksa temelde veri analiz şirketi. Veri çok önemli ve hassas bir konu. Çok da popüler. Hem teknolojik anlamda iyi olmalı hem de altını iyi doldurarak ilerlemeniz gerekiyor. Öte yandan bizim de içerisinde bulunduğumuz PropTech Hub gerçekten muhteşem bir iş ve GYODER’le ev sahibini bulmuş oldu.” şeklinde konuşurken, panelin diğer bir konuşmacısı olan Missafir Kurucu & CEO Mehmet Yüksel ise “Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik. En büyük mülk yönetim platformuyuz. Teknoloji bizim işimizin birbirine bağlanabilmesini sağlıyor. İşin içerisinde ev sahibi için kullandığımız bir teknoloji var. Kiralayan tarafında ise çok hızlı bir kiralama sağlıyoruz. Çok hızlı büyüyor ve ölçekleniyoruz. Yakın zamanda farklı bir ülkeye giriş yapacağız.” dedi.

EDGNEX Veri Merkezleri Başkan Yardımcısı Mehmethan Şişik de “Veri merkezleri çok iyi bilinmiyor. Hedefimiz Avrupa ve Asya’da büyük ve orta ölçekli veri merkezleri kurup iletmek. Veri merkezleri günün sonunda çok büyük metrekarelerle işleniyor. GYO’lara baktığımızda en yüksek getiri oranına sahip varlık tipi haline gelmiş durumda. Ülkemizin konumu bu alanda da önemli fırsatlar sunuyor. Dünyadaki veri trafiğine bakarsak omurgası Asya’dan başlıyor Hint Okyanusu, Kızıldeniz ve Türkiye’den de diğer ülkelere kadar devam ediyor.” diyerek sözlerini tamamladı.

Galataport bir günde 90 bin kişiyi ağırladı
Zirvenin altıncı panelinin konusu ise “Yeni Modellere Yelken Açmak” oldu. Moderatörlüğünü GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayla Heyfegil’in yaptığı panelde söz alan Galataport İstanbul İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Erdem Tavas, “Biz dünyada bir buluş yaptık. Dünyanın hiçbir yerinde yer altı kurvaziyer limanı, yeme, içme, alışveriş hepsi arada bir proje yok, projemizle ödül aldık. Dijitalleşmeyi de bırakmamak lazım. Dijitalle fizikseli birleştirdiğinizde çok daha farklı deneyimler elde edebiliyorsunuz. Galataport olarak bir günde 90 bin kişiyi ağırladık, bu bir rekor. İstanbul için çok güzel bir model olduk.” şeklinde konuşurken, FTG Development Yönetici Ortağı Fatih Tamince de “Artık para değil, ne önerdiğiniz, ne sunduğunuz daha önemli hale geliyor. Sanat aktiviteleri karsız olmakla beraber çok önemli bir kaldıraç vazifesi görüyor. Neyi nasıl sunduğunuz çok önemli. Kültür sanatın çok daha fazla planlanması gerektiğini biliyoruz. Öte yandan yeme-içme sosyal bir iletişim noktası oldu. İstanbul artık kabuk değiştiriyor.” dedi.

Panel, Nulook Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Yıldırım’ın “Sinema endüstrisi geri geliyor. Dünyada geri döndü, Türkiye’de de geri dönecek. Sinema çok büyüyecek. Kanallar sinemanın rakibi değil, yardımcısı bunu unutmamak gerekir.” sözleriyle sona erdi.

Bu sene 57 milyon kişi New York’u ziyaret edecek
Panelin ardından Keynote konuşmacısı olarak New York City Belediye Başkanı Özel Kalem Müdürü Frank Carone söz aldı. Carone, “New York şu an çok farklı bir New York. Milyar dolarlık bir park oluşturduk. New York’u canlandırmaya başladık. Bu sene 57 milyon kişi New York’u ziyaret edecek. Bu dünyada bir ilk olabilir ve son 12 senedeki en büyük katılımı göreceğiz. Sağlık, perakende projeleri olsun birçok alanda ofis alanlarının açılışını yapıyoruz. Ticari ofis binamızı da açıyoruz. Ofis alanlarında yüzde 80’lik bir alan açacağız. Benzersiz yatırımlarla sektörleri desteklemeye devam ediyoruz. Sizleri ve yatırımcıları New York’a bekliyoruz. Geleceği güçlü inşa etmek istiyoruz.” şeklinde konuştu.

Zirvede ayrıca, bugüne kadar Hürriyet Gazetesi tarafından düzenlenen ve 2023 yılında ilk kez GYODER Sign of the City Awards olarak gerçekleşecek, en iyi tasarım ve tasarımcılara verilecek ödül töreninin iş birliği süreci de açıklandı.

Zirvenin yedinci paneli ise; “Geleceğin Rotasında Türkiye Ekonomisi ve Gayrimenkul” olurken, panelin moderatörlüğünü ise Ekonomi Gazetecisi Hakan Güldağ üstlendi. Panelin ilk konuşmacısı olan DenizBank Finansal Hizmetler Grubu CEO Hakan Ateş, “Amerika hep Meksika’yı anlatıyor. Avrupa ise Türkiye’yi anlatabilir. Türkiye olarak birçok şeyi üretebiliyoruz. Gelişmekte olan ülkelerin borsaları düşmeye başladı. Tuzu, gazı olmayan enerji üretimi olmayan ülkeler için zorluklar başlıyor. Enflasyonu kontrol edebilmek için biraz daha sıkılaştırma gerekiyor. Herkesin erişebileceği konutlar üretmek gerekiyor. Bizim aslında gelişmiş kabiliyetli iş gücümüz var. Dünyada önümüzdeki 5-10 yıl sonra çok ferah olacak bir durumda değil. Ama inşaatı durdurursanız ekonomi çöker, 200’den fazla sektörü barındırıyor. Ekonomiyi sakinleştirerek, alt tabakayı asla ihmal etmeden ilerlemek gerekir.” derken, Artaş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya ise “Elimiz değil, gölgemiz taşın altında çalışıyoruz. Dünyada yeniden bir yapılanma var. Avrupa’daki devlet yönetimi tecrübesiz bir gruptan oluşuyor. Kendi ülkemizin artılarını konuşmamız gerekir. Türkiye’de konut üretmek kolay bir şey değil. Bir daireyi yapabilmek için 3-5 sene uğraşabiliyoruz. Çin’den sonra inşaat sektöründe ikinci sırada ve çok iyi durumdayız, bunu değerlendirmemiz lazım.” şeklinde konuştu.

LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük ise; “Üretimimizin yüzde 80-90’ını Türkiye’de üretiyoruz. Sattığımız ürünün parasını alamıyoruz, bir ekonomik kriz yaşanıyor. Girdi maliyetleri çok arttı. Ciroda belki büyüyoruz ama adet sayımız azalıyor. Umarız süreci kolaylıkla atlatabiliriz. Bizim şu ana kadar fiyat önceliğimiz değildi ancak son dört aydır fiyat konuşuyoruz. Müşterileri farklı alanlarda farklı deneyimler sunmak gerekiyor. Türkiye’de AVM’ler olmasaydı bizim şu an yurtdışında mağazamız olmazdı. Ayrıca istihdam sayısı sağlaması, alt gelir grubuna sosyal imkan sağladı.” dedi.

Zirvenin son paneli ise “Değerin Sosyoekonomisi: Erişilebilir Konutlar” oldu. Moderatörlüğünü KÖİ Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın’ın üstlendiği panelde konuşan New York Belediye Başkanlığı Uluslararası İlişkiler Ofisi Başkanı Edward Mermelstein, “New York’un yaptığı şeylerden bahsetmek için burası çok büyük bir fırsat, davet edildiğim için çok mutluyum. Yeni yönetimle birlikte konut sosyal barınma ihtiyacına dönüştü. Erişilebilir konut ülkenin direncini artırıp, stres seviyesini azaltıyor. Fiyatlarda pandemi nedeniyle düşüşler yaşansa da yine yükseldi. New York’ta yaşayan insanlarda da bir direnç görüyoruz. Teşvike ihtiyaç olmadığını söylüyorlar. Konut arzı eylem planı oluşturuldu ve New York bunu uygulamaya çalışıyor. Ödemelerle ilgili destek olmaya çalışıyoruz. Diğer yandan özel sektörlerle çalışarak konut problemini çözmeye çalışıyoruz. Farklı sorunları tek bir şemsiye altında toplamaya çalışıyoruz. Sloganımız “İşleri halletmek” derken, QUARTERBACK Immobilen AG Gayrimenkul Geliştirme Başkanı Henrik Thomsen de “Burada bazı şeyler farklıdır belki ama sosyal konut genelde yardım alınan kişilere tahsis edilen konutlardır. Almanya’da tarihi açıdan yok olmuştu. Her şeyin yıkıldığı bir dönemde inşaya geçtik, başarılı bir şekilde de ilerledik. Devlet ve kamu işbirliği çok önemli. Denge meselesi ve dengeyi iyi sağlamalı.” şeklinde konuştu.

4T var ama diğer T ise Ticaret.
Panelin bir diğer konuşmacısı olan GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu erişilebilir konutta geliştirdikleri yeni model hakkında bilgiler vererek, “Harcanabilir hane halkı gelirinde konaklamanın payı %30’a düşerse ne olur diye düşündük. Çocuğuna harcar, tatiline harcayabilir. Bu bizim motivasyonumuz. Öncelik toplum ve sosyal fayda sağlamak. Burada 4T var ama diğer bir T ise Ticaret. Ticari dinamiklere göre dinamiğimizi oluşturduk. Kamu ve özel sektörün güçlerini bir araya getiriyoruz. En büyük arsa sahibi devlet. Kontrolün olmadığı yerde kaos oluyor. Emlak sitelerinde hesap açıp, ilan vermenin hiçbir kontrolü yok. Görevli şirket kendi işleteceği için yapım ve tasarım aşamasında en nitelikli, bakımı en kolay, en az enerji tüketen, en çevreci yapıları otomatik olarak yapmak zorunda kalıyor. Çünkü model onu teşvik ediyor. Tabii ki bir rekabet olmasını öngörüyoruz, devletin arsaları sisteme getirmesiyle yüzde 30’dan yola çıkarak 15 yılda kendini geri ödeyen bir yatırım bedeli var. Burada son kullanıcıya görevli şirket kiralıyor. Kiracı burada devletin regüle ettiği fiyatlarla kirasını ödüyor. Daha kontrol edilebilir bir iklim oluşturmayı hedefliyoruz. Arsa mülkiyeti devlette kalıyor dolayısıyla çok devletçi bir politika. Finansman boyutunda kamu-özel iş birliği modelinden de aşına olduğumuz kredi veren kamu ve görevli şirket ilişkisi var. Burada bankayla bir proje finansman anlaşması olacak. Son kullanıcı kirasını görevli şirkete ödüyor devlet kirasını özel sektöre bırakmış oluyor. Kimin buradan faydalanacağına ilişkin devlet uygunluk kriteri belirleyebilir. Bu imkanın en çok ihtiyaç duyana gittiğinden emin olmamız gerekiyor. Modelde bir sigortalama mekanizması da çalıştık. Biz sadece kenarda durup bu iş neden çözülmüyor, çözülmesi lazım demeden bir alternatif sunmayı tercih ettik” ifadelerini kullandı.

Proje Bilgi Formu

Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.

    Önceki yazıTEPE HOME, MÜŞTERİ MEMNUNİYETİYLE HER ZAMAN BİR ADIM ÖNDE
    Sonraki yazıİlham Veren Yapılar Milliyet Mimarlık Dergisinde