Kandıra ilçesinde 2 bin dönümlük alan üzerinde kurulacak Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'nin (GİOSB) imar planlarında yer alan 2.8 dönümlük arazisini satmamakta direnen Mürsel Yaylalı'nın İdare Mahkemesi'ne açtığı davada, projenin iptali kararlaştırıldı.
Yıllık 1 milyar dolarlık proje rafa kalkacak
Temyize gönderilen dosya Danıştay tarafından onanırsa yaklaşık 8 bin kişinin doğrudan istihdam edileceği ve yıllık 1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirecek OSB Projesi rafa kalkacak.
İstanbul'da yaşayan ve geçimini elektrikçilik yaparak sağlayan Mürsel Yaylalı, ailesiyle şehrin gürültüsünden uzaklaşıp, hafta sonlarını geçirebileceği doğa içinde bir ev yapmak için 2005 yılında Kandıra ilçesinden 2,8 dönümlük tarla olarak kullanılan boş bir arazi satın aldı. Arsanın etrafını kapatıp, 150 metrekarelik 2 katlı ev yaptıran ve bahçesine 600 ağaç diken Yaylalı, hafta sonlarını ve yaz tatillerini ailesiyle burada geçirmeye başladı.
Bu süre zarfında, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi il geneli imar planlarını hazırlarken, üzerinde Yaylalı'nın evinin de bulunduğu 2 bin dönümlük alanı, bölgenin kalkınmasına katkı sağlaması amacıyla, bir Organize Sanayi Bölgesi kurulması için ayırdı. Bu değişiklik üzerine 60 yatırımcıyla kurulan GİOSB, 2 bin dönümlük alan üzerindeki parselleri kamulaştırmaya başladı.
GİOSB yönetimi, yerini satması için Yaylalı'ya 2008 yılında arsasının değeri kadar para teklif etti. Ancak Yaylalı, tarım alanlarına fabrika kurulmasına karşı olduğunu ve 600 ağaç diktiği arazisinden vazgeçmeyeceğini söyleyerek, olumsuz yanıt verdi. Yapılan görüşmelerden sonuç alamayan GİOSB yönetimi, 2011 yılında dava açtı. Yaylalı da idare mahkemesinde karşı dava açarak, hukuki süreci başlatmış oldu.
1 milyon lira, deniz kenarında villa
Dava sürecinin başlamasının ardından GİOSB yönetimi, Yaylalı'ya "1 milyon lira", "deniz kenarında villa" gibi çok sayıda teklif götürdü fakat Yaylalı'yı arsasını satmaya ikna edemedi. İki dosyayı birleştiren mahkeme, "GİOSB'nin istimlak yetkisi olmadığına" hükmederek yürütmeyi durdurma kararı verdi. Danıştay, yapılan itiraz üzerine davanın yeniden görülmesi için dosyayı mahkemeye iade etti.
Yeniden görülmeye başlanan davada mahkeme bu sefer, "kurulacak organize sanayi bölgesinin Namazgah Barajı'nın uzak mesafeli mutlak koruma havzası içerisinde olduğu" gerekçesiyle GİOSB Projesini tamamen iptal etti.
OSB kurulacak 2 bin dönümlük alanın, Mürsel Yaylalı'ya ait 2,8 dönümlük kısmı dışındaki tüm parsellerini 65 milyon lira karşılığında kamulaştıran GİOSB yönetimi, dosyanın Danıştay'dan dönmesini bekliyor.
"İstanbul'da nefes almak mümkün değil"
Mürsel Yaylalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul'un gürültüsünden uzaklaşmak için 2005 yılında aldığı çorak araziye çok emek harcadığını belirterek, "İstanbul'da nefes almak mümkün değil. Kandıra sadece Kocaeli'nin değil İstanbul'un da nefes alınacak bir bölgesi. Biz geldiğimizde ektiğimiz domatesleri, biberleri sulayıp, çapalıyoruz, otları biçiyoruz. Ağaçlarımızı buduyoruz. İstanbul'daki yorgunluğumuzu burada atıyoruz" diye konuştu.
GİOSB'nin kurulacağından 2009 yılında haberi olduğunu dile getiren Yaylalı, şunları kaydetti: "Bizi çağırıp görüştüklerinde burada bir OSB kurulacağını, bizim yerimizin de OSB'nin içerisinde olduğunu söylediler. Bunun yanlış olduğunu, buranın tarım alanı olduğunu ve bizim köy mücavir alanı içerisinde bulunduğunu, dolayısıyla OSB'nin burada kurulamayacağını söyledik. Dolayısıyla bizi dikkate almayıp burada ısrarla sanayi kurmak istediler ve bize dava açtılar. Kamulaştırmanın durdurulması için karşı dava açtım. Mahkeme ilk davada yürütmeyi durdurma kararı verdi. Danıştay'dan dönmesi üzerine görülen ikinci davada, Kocaeli 1. İdare Mahkemesi, kurulması planlanan OSB'nin Namazgah Barajı'nın koruma havzası içerisinde olduğu gerekçesiyle OSB'nin kurulamayacağı kararını verdi."
Yerini satmadığı için halk arasında kendisine "Kandıra Filozofu" diye lakap takılan Yaylalı, kendisi dışındaki tüm parsel sahiplerinin arsalarını sattığını ve tek başına mücadele verdiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her şeyin para olmadığına inanıyorum"
"OSB yetkilileri yerimi satmam karşılığında yüksek miktarda para teklif etti. Hatta, 'Nerede istiyorsanız size yer verelim. Bu, deniz kenarında da olur' dediler. Yani parasal değeri tamamen bana bıraktılar. 'Sizin bir teklifiniz varsa kaç paraysa verelim, yeter ki mahkeme kararı çıkmadan anlaşalım, bu iş bitsin' dediler. Herkesin paraya ihtiyacı var, benim de var. Herhangi bir zenginliğim de yok. Elektrikçilik mesleğiyle geçinen bir insanım ama her şeyin para olmadığına inanıyorum. Bu doğal güzelliğin, bu temiz havanın, içtiğimiz suyun kirlenmemesi adına mücadele veriyoruz. Kesinlikle sonuna kadar mücadele edeceğiz. Şayet karar Danıştay'da bozulursa İnsan Hakları Mahkemesine gideceğimi, hukuki haklarımı sonuna kadar kullanacağımı söyledim."
GİOSB Bölge Müdürü Hamit Eroğlu ise söz konusu organize sanayi bölgesinin ilçenin doğasını bozmadan istihdam alanları oluşturmak amacıyla, insan gıdasına yönelik üretim yapılacağı ve 60 fabrikanın kurulacağı bir yatırım olarak projelendirildiğini söyledi.
Kamulaştırma için şu ana kadar 60 milyon lira harcandığını dile getiren Eroğlu, "OSB'nin kurulacağı alanın yüzde 95'i vatandaşla anlaşarak alınmıştır. Sadece yüzde 5'lik kısmı mahkeme üzerinden alındı" dedi.
Eroğlu, sadece kendisinin Yaylalı ile en az 10 sefer görüştüğünü, bunun dışında bir vali yardımcısı ile GİOSB'nin 2 yönetim kurulu üyesinin de görüşmeler yaptığını anlatarak, şöyle devam etti:
7-8 bin kişi istihdam edilecekti
"Ancak Mürsel bey her defasında anlaşmamak üzere hareket etti. Başlangıçta biz kendisine yerinin karşılığı olan bir bedeli teklif ettik, bu 450 bin liraydı. Daha sonra tarafımdan yönetim kurulu kararıyla 600 bin lira teklif edildi. 2 yönetim kurulu üyemiz bu teklifi 1 milyon liraya kadar yükseltti fakat bunların hiçbirisini kabul etmedi. Ayrıca biz yerinin karşılığında Kandıra'nın neresinden isterse bir yer alıp kendisine tahsis etmeyi ve üzerine evi ve ağaçları dahil istediği her şeyi yapmayı önerdik, bunu da kabul etmedi. Deniz kenarından yapalım dedik, manzara olan bir yerden yer alıp ev yapmayı teklif ettik fakat tekliflerimizin hiçbirine itibar etmedi."
Projenin hayata geçmesi halinde 7-8 bin kişinin doğrudan istihdam edileceğini ve Türkiye'nin ihracatına yılda 1 milyar dolarlık katkı sağlanacağını vurgulayan Eroğlu, Mürsel Yaylalı'nın yüzünden bölge ve ülke ekonomisine böylesine bir katkı yapacak projenin iptal edildiğini sözlerine ekledi.
Proje Bilgi Formu
Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.