Kış aylarının gelmesiyle baş gösteren hava kirliliği, halk sağlığını tehdit ediyor. Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz, modern yapı ve çatı uygulamalarıyla hava kirliliğini azaltmanın mümkün olduğunu belirterek, “Çatı ve cephe yalıtımı yapılan binalarda enerji faturaları düşeceği için ekonomik ama kirletici yakıtlara talep azalır. Son dönemde endüstriyel tesislerde uygulanmaya başlanan güneş enerjili çatı sistemlerinin ve her türlü binada uygulanabilen bitkilendirilmiş (yeşil) çatıların da yaygınlaşmasıyla hava kirliliğini azaltabiliriz” dedi.
ÇATIDER Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz, Türkiye’nin birçok şehrinde son günlerde artan hava kirliliğine karşı çözüm alternatifleri arasında, yalıtım ile çevre dostu çatı ve cephe uygulamalarının da bulunduğunu söyledi. Yoğun araç trafiği ve sanayi kuruluşları gibi konutlarda kullanılan farklı yakıtların da hava kirliliğini artıran bir unsur olduğunu belirten Yavuz, şöyle konuştu:
Birçok konutta, daha ekonomik olduğu için hava kirliliği artıran kömür ve odun gibi katı yakıtlar tercih ediliyor. Binaların çatı ve cephelerinde yalıtım uygulanması halinde enerji tüketimi önemli ölçüde düşecek, faturalar azalacaktır. Böylece hava kirliliğine yol açan yakıtlar kadar ekonomik ısınma imkanları sağlanabilir. Yalıtımın önemini bugünlerde çok daha iyi görüyoruz. Enerji kaynaklarının daha verimli kullanılması amacıyla tüm binaların 2 Mayıs 2017 tarihine kadar Enerji Kimlik Belgesi alması gerekiyor. Hükümetimizin açıkladığı ‘Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Programı’ ile ‘ısı yalıtımı olmayan mevcut binalarda yalıtım uygulaması için gerekli ruhsat işlemlerinin vergi, resim ve harca tabi tutulmamasını sağlayan ikincil düzenleme yapılması’ planlanıyor. Bu düzenlemelerin hava kirliliğini azaltacağına inanıyoruz. Yalıtımı olmayan binalar, kat adetine bağlı olarak en az ortalama yüzde 20 ile 30 aralığında enerji israfına neden oluyor. Çatı ve binada yapılacak tadilat ve yalıtım uygulamaları ile enerji harcamalarında yüzde 50’den fazla tasarruf sağlanabilir. Yalıtım sistemi, sağlanan tasarrufla birkaç yılda maliyetini karşılayıp, binanın ömrü boyunca tasarruf sağlamaya devam ediyor. Buna bağlı olarak, hava kirliliği de azalacaktır.”
Yavuz, hava kirliliğinin azalmasında yenilenebilir enerjinin de ihtiyaç haline geldiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Güneş enerjisi birçok ülkede giderek yükselen bir potansiyele sahip. Türkiye olarak henüz yolun başındayız. Endüstriyel yapıların çatılarında kurulan güneş enerjili çatı sistemleriyle, tesislerin enerji ihtiyacı ekonomik şekilde karşılanabiliyor. Bunun için ayrıca trafo, enerji iletim hattı gibi yatırım maliyetlerine gerek kalmıyor. 20-25 yıl verim ömrü olan sistem, 5-6 yıl içinde kendini amorti ediyor. Hem tesis, hem de ülke ekonomisi için çok büyük tasarruf sağlıyor. Hem de sanayi kaynaklı hava kirliliği azalıyor. Güneş bedava ve çevreci bir enerji kaynağı, Türkiye ise bir güneş ülkesi. Bu potansiyeli iyi kullanmalıyız. Bu süreçte devletin güneş enerjili sistem üretimine destek sağlayacak yasal düzenlemeler yapması da, sektörümüz ve ülkemiz için önemli bir konu.”
Bitkilendirilmiş çatı uygulamalarının da hava kirliliğini azaltıcı etkiye sahip olduğunu hatırlatan Yavuz, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bitkilendirilmiş çatılar, oksijen üretimini artırırken, ısı adalarının ve yağış suyu taşkınlarının azalmasını sağlıyor. Ayrıca enerji tasarrufu, yalıtım ömrünü uzatma ve ses yalıtımı gibi faydaları da var. Ekolojik, estetik, psikolojik ve ekonomik birçok yararlar elde edilebiliyor. Fakat en önemlisi, oksijen üretimini ve toz emilimini artırmasıdır. Bugün Türkiye’de bitkilendirilmiş çatı uygulamaları hızla artıyor. AVM’lerden sanayi tesislerine, eski yapılardan konutlara her türlü binada bitkilendirilmiş çatı uygulaması yapılabilir.”
Proje Bilgi Formu
Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.